İPEK YOLU KERVANLARI
İPEK YOLU KERVANLARI VE İLİŞKİLERİ
İpek yolu kervanları ve ilişkileri yüzyıllardır konuşulur. Hayat şartlarının zor olduğu ama aynı zamanda ilişkilerin ustalıkta olduğu bir dönem. Yeryüzünün var oluşundan bu yana zaman zaman kıtlık ve bolluklar kendini göstermiştir. Gerçi kimileri şanslıydı. Kıtlık döneminde bile hayat şartları zorlaşmasına rağmen iyi ilişkiler kurduğu için mutluluğu eksilmiyordu.
Neden bu kadar önemli ilişkilerin ustalıkta olması?
Çünkü insan her zaman ihtiyacını karşılamak için ilişki kurmaya muhtaçtır. Bugün ne kadar önemliyse o dönemde de o kadar önemliydi. İlişkilerde usta olabilmek, hayatımızı, geleceğimizi ve yaşam şartlarımızı iyileştiren sihirli bir değnek gibidir. İşte ilişkilerin ustalıkta olduğu bir han.
Büyük taşların üst üstte dizilerek, balçıkla sağlamlaştırıldığı o eski han hemen ipek yolunun yanında yer alıyordu. Hanın bir bölümü ahır olarak atların bağlanabileceği şekilde tasarlanmıştı. Diğer yan bölümde ise misafir odası vardı. Misafir odasında üç yatak ve yatakların başında gaz lambaları vardı. Duvarları taşlardan oluşan hanın kapısı ve penceresi ceviz ağacından yapılmıştı. Özellikle kapı üzerinde bulunan elle işlenerek yapılmış desenler göze çarpıyordu. Bugün böyle bir antika kapı herhalde paha biçilmez değerdedir.
Gerçi o zamana ait olan neye paha biçilebilir ki!
· Taşına mı?
· Toprağına mı?
· İlişkilerine mi?
· Sebze meyvesine mi?
· Gelinine mi?
· Damadına mı?
· Hangisine paha biçilebilir ?
Ağaç kapısı ve penceresi, kumaştan kalın perdesi ile han gelen misafirlere kucak açıyor, temiz çarşafı, örtüsü, hasırdan seccadesi ile misafirleri memnun etmeye çalışıyordu. Bakır tas, bakır sürahi, kare tahtadan masa ve tahta sandalyeler. İç içe, küçük samimi bir ortam.
Hanın üstünde geniş, çapraz kalasların arasına küçük taşlar koyularak örülmüş duvarları olan bir kat daha vardı. Hanın sahipleri bu katta iki göz oda ve şimdilerde salon denilen eskinin avlusu olan bölümde yaşıyorlardı. Han sahibi Deli Hasan’ın gelini, oğlu ve torunu bir odadaydı. Diğer oda da ona aitti. O, evin büyüğüydü. Hem baba, hem de dedeydi.
Evlerindeki musluk, taşıma suyla doldurulan bir bidondu. Bahçenin köşesinde dağdan inen temiz suyun, yavaş yavaş biriktiği küçük bir depo vardı. Orada bulaşıklar yıkanıyordu. O suyun tazyiki yetmediği için hanın üst katına ulaşamıyordu. O kadar imkansızlığa rağmen ilişkilerinde güçlü bağları vardı. Duydukları haz farklıydı. Her gün ipek yolunu kullanan ve oradan geçen kervanlarla olan ilişkileri ustalıktaydı. Onlar daha söylemeden ihtiyaçları anlaşılır ve çözmek için çaba gösterilirdi.
O hanın yaşayanları arasında mutsuz, memnuniyetsiz, şikayetçi, isyankar biri vardı. Deli Hasan’ın oğlu Mustafa. Annesini erken yaşta kaybettiği için babaannesi tarafından büyütülmüştü. Şımarık, sözden anlamayan, olgunlaşamamış, hayırsız biriydi. Evlenirse olgunlaşır, sorumluluk alır diye evlenmişti ama beklendiği gibi olmadı. Mustafa çalışmaz, bir işe yaramazdı. Bazı dönemler uzun süre eve gelmezdi. Sorumsuz, kıymet bilmez biriydi. Sonunda karısı ve çocuğu babasının himayesinde yaşamaya başladı yani bu yöntem pek işe yaramamıştı.
Başkasının istediğini yapmak ne zaman işe yaramıştı ki?
Kayınpeder ve gelin her sabah erken vakitte kalkardı. İbadetlerini yaptıktan sonra günün ilk ışıkları ile bir iki saat bahçe işlerine, ahırın temizliğine geçer, hayvanların yemlerini verirlerdi. Bahçeden toplanan taze ürünlerle kahvaltı hazırlar, kahvaltılarını yapıp işlerine devam ederlerdi.
Gelin, taş ocakta yemekleri hazırlardı. Onca yemek, yapılan hazırlıklar ipek yolundan geçecek olan kervanlar içindi. Uzun süre yolda olan kervanların yorgun yolcularının ihtiyacı da buydu. Onların gelişi evin bereketiydi. Han, ihtiyacı olan herkese açıktı. Karşılığı maddi olmayan bir hizmet verilirdi. Onlar dinlenirken, yorgun atları da dinleniyor ve yemleniyordu. Tüm misafirler yatılı kalamıyordu, çünkü han tek odalıydı. Bazıları gelip geçiyordu. “Allah ne verdiyse buyurun” diye serilen sofrada yolcular karınlarını doyuruyorlardı.
Bu hizmeti maddi bir karşılık için yapmıyor olsalar da imkanı olan kervanlar, memnuniyetlerine karşılık heybelerindeki değerli eşyalardan ikram bırakıyorlardı. Bazıları ipek, bazıları gümüş, bazıları altın yerine en içten dualarını. Böylesine muazzam bir ilişki vardı aralarında, tam ihtiyaca yönelik olan, ustalıkta bir ilişkiydi.
Herkes ihtiyacı olanı alıyordu. Han sahiplerinin yolculardan beklentileri yoktu ama onların da ihtiyaçları karşılanıyordu.
İnsan bu hayat da neyi verir de karşılığını alamaz?
Hangi iyiliğin karşılığı iyilik olmadı ki?
O han yıllarca kervanların ziyaret ettiği bir yer olarak devam etti. Deli Hasan torunu Ali’ye öyle bir miras bıraktı ki; hayatın sırrını, ilişkilerin stratejilerini veren bir miras. O han yıllarca o hizmet sayesinde büyüyüp, zenginleşti. Deli Hasan’ın geliniyle, torunuyla, çevresiyle ilişkileri çok güzel, çok da ustalıktaydı. Bir tek oğlu ile o bağı kuramamıştı.
Deli Hasan onca malı mülkü ve sırları arkasında bırakarak vefat etti. Oğlu Mustafa babasının, eşinin ve oğlunun yıllarca uğraşarak bugüne getirdiği her şeyi hızla tüketti. Sonunda ellerinde bir tek o han kaldı. Ali ve annesi çoğu zaman yarı aç yarı tok kalırdı. Onca zenginliğin arkasından kıtlık uzun süre devam etti. Mustafa da bir süre sonra yakalandığı hastalıktan dolayı öldü. Anne, oğul yapayalnız kaldılar. Her şeye en baştan başladılar. Zaman içerisinde İpekyolu artık kullanılmayan bir ticaret yolu haline gelmişti. Eskisi gibi kervanları ve yolcusu yoktu. Anne oğul dededen öğrendikleri sırlarla sıfırdan başlayıp, hayata tutundular. Hasandan kalan tek şey “deli” lakabıydı. Yıllarca eski hanın sahiplerinin nesli deli Hasan oğulları diye anıldı.
Hayat bazen kıtlık bazen de bolluğun olduğu bir yerdir. Önemli olan ise kıtlıkta ve bollukta verdiğimiz doğru tepkilerdir. Her şeyi kaybettiği anda bile tekrar harekete geçmek için sebepler bulabilmektir.
Ellerinize sağlık çok güzel(:
YanıtlaSilSımsıcak bir öykü... Samimi, ihtiyaç gideren ilişkileri çok özledik.
YanıtlaSilHatırlatan yazınıza sağlık🌸
"Her şeyi kaybettiği anda bile tekrar harekete geçmek için sebepler bulabilmek..." Hayat kurtarır :) İnsana dair pek çok şey barındırıyor. Teşekkürler...
YanıtlaSilİnsan insana muhtaç yeterki yük olmasın. Şimdi bakıyorsun hangi gelin, hangi damat, hangi evlat bu kadar hürmetkâr. İnsana şunu dedirtiyorlar hani nerde o eski adamlar büyüklerimiz. Hani nerde eski hatunlar. Bunu duymazmıyız hepimiz. Ne ara yitirdik acaba insanoğlundan beklentisiz hürmeti, ihtiyaç karşılamayı.
YanıtlaSilHalbu ki rızkı verende alanda bir Allah değil mi.
Ne çabuk yitirdik gerçek hürmetin karşılığını almak için hürmetimizi, hizmetimizi.
Emeği geçen herkese Teşekkürler ♥️
Kıtlığın, bolluğun ve her şeyin geçici olduğu bu dünyada kalıcı olan sadece iz bırakan olumlu sebepler ve olumlu tepkiler… Kaleminize sağlık
YanıtlaSilDoğru yerde doğru tepkiyi verebilmek niyetiyle. Güzel bir yazı daha teşekkürler :)
YanıtlaSilEllerinize sağlık. O hanın güzelliğini yaşattığınız için :)
YanıtlaSilSevgiler
İnsan muhtaç bir varlık olarak yaratılmış ve bundan dolayı da iletişim kurmak zorunda bırakılmış, sınavları da bu iletişimin içine konmuş.
YanıtlaSilİnsanoğlu hayatını bazen kıtlıkta bazen bollukda geçirir. Önemli olan boluğu, da kıtlığıda iyi yönetebilmekdir. Ellerinize sağlık teşekkürler,
YanıtlaSilİçine çeken ve o zamanı yaşatan bir yazı emeğinize sağlık. Karşılığı maddi olmayan ama değeri paha biçilemez olan hizmet müthiş
YanıtlaSilHangi iyiliğin karşılığı iyilik olmadı ki!
YanıtlaSilNe güzel bir hatırlatma
Teşekkür ederiz
Çok güzel sımsıcak bir öykü:) hangi iyiliğin karşılığı iyilik olmamış ki:))
YanıtlaSilO hanın içinde hissettim kendimi, hayatın ta içinden bir öykü… Kıtlıkta da bollukta da doğru tepkileri verebilmek dilekleriyle, ellerinize sağlık ❤️
YanıtlaSilNe kıymetli bir miras...Samimi ilişkilere dair ne güzel bir anlatım. Emeğinize, kaleminize sağlık 🤍
YanıtlaSilİnsan bu hayat da neyi verir de karşılığını alamaz? İhtiyaç görenin ihtiyacı görülür.
YanıtlaSilUmarım ihtiyaç görenlerin sayısı çoğalır.Cok samimi yazılmış bir makale . Kaleminize sağlık.:)
Sanki zaman makinesinde o Han a gitmiş gibi olduçm . Elinize sağlık. sıcacık ve güzel bir anlatım olmuş
YanıtlaSilEv alma komşu al sözünü aklıma getirdi.. 🌸
YanıtlaSilKıtlıkta ve bolluktaki tepkilerimiz çok önemli ve çok kıymetli.
YanıtlaSilBunu hatırlattığınız İçin çok teşekkür ederim.
Elinize sağlık.
Doğru tepkileri verebilecek sebepleri ortaya koyanlardan oluruz inşallah
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş. Düşünecek, ölçüp tartacak çok konu var. Güzel özetlenmiş.
YanıtlaSilİlişkileri anlatan bir solukta okuduğum çok güzel bir yazı 🥰
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı. Emeğinize sağlık 🙏 👍 👏
YanıtlaSilNe güzel anlatmışsınız
YanıtlaSilİhtiyaç gidermek için çabalamak, insanlara karşılık beklemeden iyilik yapmak ne büyük erdem çoğalsın bizi de içine alsın inşaAllah
YanıtlaSilİnsanın o eve uğrayası geliyor... Çok kıymetli bir konu çok güzel bir anlatım ile birleşmiş. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilGerçeklerle dolu olduğu için mi insanı bu kadar içine almış yazı bilmem ama beni aldı :)
YanıtlaSilSevgiler
Teşekkürler
Yazanların kalemine sağlık
Betimlemeler o kadar güzeldi sanki kendimi o han'in içinde hissettim. Insan iliskilerine ne kadar ihtiyacimiz oldugunu anlatan cok sicak bir yazi. Emeğinize sağlık çok beğendim.
YanıtlaSilİnsanı mutlu eden, yapıp ettiklerinden karşılık beklememesi...birçok hayat dersi alabilecegimiz,içten, kaleme alınmış bir yazı...emeğinize saglık
YanıtlaSilYine heyecanla ve soluksuz okudum yüreğinize ve kaleminize sağlık çok güzeldi
YanıtlaSil“İnsan bu hayat da neyi verir de karşılığını alamaz?”
YanıtlaSilİnsan her an kıtlığın kapıya dayanabileceğinin bilinciyle yaşamalı. Mesele kıtlık varken de mutlu olabiliyormusun? O zaman seni hiç bir şey yıkamaz.
YanıtlaSilAdıyaman doğumlu olup Adana da büyüyen biri olarak rahmetli anne ve babamın anlatımı ve yaşadıkları hayat hikayesini tekrar dinlemiş gibi oldum çok duygulandım bir tek bizim köyde cami olduğu için her hafta diğer köylerden cuma namazı için gelen insanlara hazırlık yaparlarmış annem ler bir gün önceden insanlar Cuma’ya gelecek aç kalmasınlar ve iyi ağırlansınlar diye hazırlık yaparlarmış bu sürekli böyle devam etmiş ve inanılmaz manevi olaylar yaşarlarmış annem diyor kilerimiz vardı hep giderdim birleyşer almaya pişirmek için hep çoğaldığına şahit oldum diyor biz ikram ettikçe hep artardı insan ilişkileri her zaman her yaşta çok önemli bazende sonu hayal kırıklığı olabiliyor olsun en azından insan olgunlaşıp deneyim sahibi oluyor çok mükemmel bir yazı olmuş
YanıtlaSilİnşallah doğru tepki verenlerden olabiliriz
YanıtlaSilEmeğinize sağlık… 💐
YanıtlaSilKaleminize sağlık bizi böyle güzel bir makale ile buluşturduğunuz için teşekkür ederiz
YanıtlaSilELLERİNİZE SAĞLIK
YanıtlaSilİçine aldı , sıcaklığı hissedilen bir öykü, kaleminize sağlık
YanıtlaSilHataylımızın akışı doğru tepkileri verebilmekle ilerliyor. Teşekkür ederim güzel bir yazı
YanıtlaSilEllerinize sağlık🥰
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık.
YanıtlaSilBeni o eski köydeki yaşantılara sürükledi.
Herşeyin bittiğini sandigimiz o yerde umitler tekrar yeşerip cicek açar yeterki dogru yolu görebilelim.
Hangi iyiliğin karşılığı iyilik olmadı ki? çok güzel hatırlatma olmuş kaleminize sağlık, okurken kendimi bir anda o handa hissettim. :)
YanıtlaSilHayriye akgül
YanıtlaSilElinize emeğinize sağlık.
Beni o eski koy yasantilarina sürükledi.
Herseyin bittiğini sandığımız yerde,
Ümitler tekrar çiçek açar.
Ve her sabah yeniden bir güneş doğar.
Kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilkaleminize sağlık hocam :)
YanıtlaSilKaleminize sağlık :)
YanıtlaSilkaleminize sağlık
YanıtlaSilToparlanmak için bilgiye sahip olmak maddiyattan daha üstün olabiliyor.. Çok güzel bir yazı, emeğinize sağlık..
YanıtlaSil🌹
YanıtlaSilGeçici olan bir hayatta bollukta ve kıtlıkta en doğru tepkileri verebilmek her birimize nasip olsun...🤲❤️
YanıtlaSilKaleminize kuvvet 🌸
YanıtlaSilKaleminize sağlık Çok güzel bir makale olmuş teşekkürler
YanıtlaSilSıcacık bir öykü. İhtiyaç gideren olmak lazim hayatta. Elinize sağlık
YanıtlaSilNe güzelmiş
YanıtlaSilElinize sağlık çok güzel olmuş
YanıtlaSilBu hayatta hangi iyiliğin karşılığı iyilik olmamış ki?.. insan unutmamalı :) yazanın eline sağlık çok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilYaptığın her iyiliğin karşılığını noksansız veren, üstüne ikramlayan biri var...
YanıtlaSilBirisi bir gün dedi ki: İyiliğin karşılığı iyilikten başka mıdır ki...
YanıtlaSilDomates seçerken bile bakıp iyisini seçiyoruz ama iş tüm hayatımızı etkileyecek ilişkilere geldiğinde neye göre seçim yapacağımızı bilmiyoruz. İşte bu zamanda yanlış seçimler ömürlük pişmanlıklar yaşıyoruz.
YanıtlaSilİnsan hayatı da tıpkı ipek yolu gibi. Bir yerden başlar ve bir yerde biter. Mesele yol boyunca karşılaştığımız öykülere doğru tepkiler verebilmek
YanıtlaSilNe güzel anlatılmış🙏
YanıtlaSil