YAŞAM SEVİNCİ
YAȘAM SEVİNCİ
Hayat ne tuhaf.
Yolda yürürken gördüğüm manzaralar bazen çok değişik olabiliyor. Yan yana ama birbirinden çok farklı dünyalar. Bir yanda rezidanslar, lüks siteler, havuzlu villalar var. Etrafı yemyeşil peyzajı çok güzel. Hemen yanında derme çatma sıvaları dökülen, iki üç katlı gecekondular. Sokaklarda anneler çocuklar ve birbirleri ile olan ilişkileri dikkatimi çekiyor. Zengin , lüks içindeki çocuklar, her şeyleri olmalarına rağmen mutsuz agresif sürekli şikayet ediyorlar.
"Bana AVM'de gördüğüm son model telefonu almadın. "
"O istediğim bisikleti almadın. "
"Tabletimi istiyorum."
"Sus konuşma”
Bu kadarla kalsa yine iyi. Annesine vuran tekme atan çocuklar. Bu çocuklar laftan da anlamıyorlar. Diğer tarafta gecekondu mahallesinde sokakta oynayan eli yüzü toz, kir içinde kalmış ama yüzleri gözleri gülen çocuklar. Annelerini üzmeyen, laf dinleyen uslu ve mutlu çocuklar.
İnsan çok şeye sahip olunca çok mutlu olacağını zanneder...
Düşünüyorum da anlayamıyorum.
Halbuki tam tersi olması gerekmez miydi?
Bir yanda her şeye sahip olan insanlar var. Çok mutlu olması gereken. Neden?
Çünkü çok şeye sahip olunca çok mutlu olacağını zanneder insan. Onun için de hep daha fazlasını ister.
Bir evi varken, ikinci ve daha iyi bir ev ister. Arabası varken, daha iyi arabalara binmek ister. Bunlara sahip olunca da tatminsiz, saygısız, şımarık, mutsuz olurlar.
Diğer yanda çok az şeye sahip ama mutlu insanlar. Hani derler ya "Bana mutluluğun resmini çizebilir misin?"
O fotoğraftaki gibi aynı! Yatakta imkânsızlıklar içinde anne, baba, çocuk ve köpekleri hep beraber. Ve mutluluktan ağzı kulaklarında gözlerinin içi gülüyor.
Demek ki çok fazla imkan aslında insanın mutlu olmasına yetmiyor.
Mutluluk çok parayla ve çok imkanla olmuyor. Başka bir şey olmalı ama ne?
Bir miktar yoksunluk insanın daha mutlu olmasını ve iyi ilişkiler kurmasını sağlar.
İnsanın mutlu olması ve iyi ilişkiler kurabilmesi için bir miktar yoksunluk çekmesi gerekir. Tıpkı o gecekondu mahallelerindeki çocuklar gibi. Çok az şeyleri olmasına rağmen mutlular. Bisikleti yok belki ama arkadaşının bisikletine binebilmek için onunla iyi geçinmeyi öğreniyor. Ekmeğini arkadaşıyla paylaşmanın sevincini yaşıyor. Oyuncağı olmadığı halde elindekileri oyuncak olarak kullanabiliyor. Böylece oyun kurma marifeti gelişiyor. Bu da hayattaki çözüm marifeti kazanmasına sebep oluyor.
O yüzden az olan kıymetli, çok olan ise insana yük oluyor.
Çok şeye sahip olan insanlar sanılanın aksine bu hayatta mutlu olamıyorlar. Özellikle de istediğini hiç çaba sarf etmeden elde etmiş olanlar. Böyle insanlarda genel olarak memnuniyetsizlik, şikâyet, agresiflik, yasamdan tat alamama ve vazgeçiş görülür. Çünkü hayatta hiçbir şey için mücadele etmemiş, yokluk görmemiş. Her istediği önüne serilmiş. Hep hazıra alışmış, istekleri anında karşılanmış.
Babası özel okula yollamış. İşe yerleştirmiş, arabasını almış. Evlendirmiş düğün masraflarını karşılamış. Evlenmiş gitmiş, evin masraflarını karşılamış. Bu liste uzayıp gidiyor. Bunun sonucunda da ne yaparsanız yapın hiç mutlu olmayan hep daha fazlasını isteyen, şükürsüz, nankör, agresif, mutsuz insanlara dönüşüyorlar. Hemen her şeyden vazgeçebiliyorlar. Özgür olduğunu zanneden ama aslında bağımlı insanlar haline geliyorlar.
Yașam sevinci kalmayan, hayattan keyif, tat alamayan insanlar.
Eksikliği tamamlama mücadelesi insana yaşam sevinci verir...
İnsanın hayatında yasam sevinci olması için biraz eksik kalması ve eksikliğini tamamlama mücadelesi vermesi gerekir. Bu mücadele insanı mutlu eder, diri ve canlı tutar.
Eksikliği tamamlama mücadelesi Hayat amacı olur. İşte bu amaç insanı yaşatır.
Üniversiteye gitmek isteyen bir çocuğun sınavı geçmek için soru çözmesi, ders çalışması gerekir. Bunun için arkadaşlarıyla görüşememek, TV izlememek, oyun oynamamak gibi pek çok şeyle mücadele etmelidir. Bunlar basta çok zor gelir, yapmak istemez ama sabreder ve yapmaya devam ederse zevk almaya başlar.
Her güzel şeyin basında acı ve zorluk vardır.
Bu acıya katlanabilenler sonuca ulaşmaya hak kazanır ve mutlu olur.
Çalışmak isteyen önce kendi eksiğini tamamlamak için uğraşır. Kendine donanım eklemek için dil öğrenir, bilgisayar kursuna gider, kendini geliştirir.
Amacına ulaşmak için çaba sarf eder eksiğini tamamlar, harekete geçer. Bu da insani mutlu eder yașam sevinci verir.
O halde insanın hayatındaki yasam sevinci eksikliğiyle doğru orantılıdır.
Eksiklik ve onu tamamlama mücadelesi insanı mutlu eder. Hayat amacını oluşturur.
Peki bizim hayat amacımız var mı?
Hayatta bir şeyimiz eksik kalırsa mutsuz oluruz diye düşünürüz hep , aslında bazı şeylerin bir miktar eksik kalması insanı canlı ve diri tutar. Motivasyonu yüksek olur. Bu yazı eksikliklerimize güzel bir gözle bakmamızı sağlıyor. Ellerinize sağlık
YanıtlaSilHep bir eksiklik olmalı ki onu tamamlamak için mücadele edelim. Bu mücadele hem diri tutuyor hemde mutluluğu arttırıyor
YanıtlaSil"Eksikliği tamamlama mücadelesi insana yaşam sevinci verir." Çok iyi! Teşekkürler :)
YanıtlaSilBir şeyleri tam yapma mücadelesi kadar insanı yoran bir şey yok.
YanıtlaSilEllerinize sağlık :)
Yaşam sevinci
YanıtlaSilMücadele ruhunu yakalaya bilmek
Cok guzel bir olmus
Eksikliği tamamlama mücadelesi diri olan insanda olan şey.
YanıtlaSilYüreğinize sağlık. Hareketimiz olmadığı yerlere bakmamızı sağlayan bir yazı.
Keşke işlerin başındaki o zorluklar bizim için ne kadar hayirli olduğunu bilseydik
YanıtlaSilelinize yureğinize sağlik..
Çok şeye sahip olunca çok mutlu olacağımızı zannediyoruz
YanıtlaSilTam değil ama eksik olmalı. O zaman temaslı. Bunu yaşamadan anlamaz insan bak bakalım. Hangisi hayatında daha etkili.
YanıtlaSilEllerinize sağlık çok güzel…
Her imkan bir imtihan..
YanıtlaSilDoğru yerde doğru miktarda bırakılmış olan açlıktır insanın motivasyonunu sağlayan… Halbuki biz ne kadar çok doyurursak o kadar mutlu oluruz sanıyoruz. Çözüm ise tam zıttında
YanıtlaSilM.Ayhan
YanıtlaSilbir miktar yoksulluk insanin mutlu ve hayatinda basarilar getireceğini kimin aklina gelir. Elinize sağlik güzel bir yazı olmuş.
Her zamanki gibi , Yine çok güzel bir yazı , insan oluşumuzu kendimizi bilerek yaşadığımız her günde okuduğumda içimizi ferahlatan yazılarla birlikte olmak çok güzel , mutluluk tamda yazdığınız gibi iyiki varsınız varolun inşallah
YanıtlaSilİnsan mücadele ettiğinde hayatta zorluk yaşadığında ne çok çektim diye düşünebiliyor. Aslında sevinmemiz gerekir demekki. Teşekkürler, elinize sağlık.
YanıtlaSil
YanıtlaSilEksiklik ve onu tamamlama mücadelesi insanı mutlu eder
Bu çok önemli bir detay.
teşekkürler.
Eksiklik insanın hayata karşı marifetlenmesini ve güçlenmesini arttıran bir şey. Eksiklikgini hissettiğin şey neyse hareket o yönde hareket hangi yöndeyse öğrenme de o yöndedir.
YanıtlaSilTeşekkürler. Elinize sağlık.
"Sahip olmakla gidermekle meşgul olduğumuz eksiklikler aslında kocaman bir bütünün parçası. Soyut olana varan mutluluk bileti. Hayatın farklı karelerinde ispatını sunan yazı için emeklerinize sağlık 😊
YanıtlaSilİnsanın yanıldığı en büyük konulardan bir tanesi.Çocuğa her istediği verilerek mutlu olacağını zannederken aslında doyum becerisini elinden alıyor .Yetişkinlerde bu böyle..Yazı gerçeği özetlemiş .
YanıtlaSilMutluluğun tüketmek yerine üretmekle ilgili bir ilişkisi olmalı...
YanıtlaSilÇok olmanın yok olmaya uzanması gibi, yok olmanın var olmak için amaç edinmesi.. emeğinize sağlık
YanıtlaSilYaşam sevinci olmayınca hiç bir şey tat vermiyor. Tadın olmayınca her şeyin olsa neye yarar.
YanıtlaSilBu günler ne güzel kaleme alınmış. Neyi yaptığında ne olmayacağını, neyi yapmadığında ne olacağını göz önüne koymuş.
YanıtlaSilFarkındalık içeren, faydalı makale için teşekkür ederiz.
Kaleminize kuvvet olsun 🕊
Ne anlamlı bir yazı...
YanıtlaSilGünümüzün ana sorunlarından bir tanesi ne kadar da güzel anlatılmış. Gereğinden fazla imkana sahip olup bunu tüketimde kullanmak zannedilenin aksine mutluluk değil mutsuzluk getirir. Kaleminize sağlık. :)
YanıtlaSilDoldurmaya çalıştığımız, doldurduğumuzda mutlu olacağımızı zannettiğimiz eksikliklermiş meğer arayıp da bulamadığımız yaşam sevincinin kaynağı... Değerli bir hatırlatma gerçekten, ellerinize sağlık
YanıtlaSilElinize sağlık çok güzel 😊
YanıtlaSilİnsan yaşam sevincini kaybederse yazık eder kendine.. Biz sanki kendi ellerimizle veriyoruz.. :(
YanıtlaSilEksikliği tamamlama mücadelesi insana yaşam sevinci verir...
YanıtlaSilİmkanın azlığı ve benim o imkansızlıkta gösterdiğim çaba aslında beni mutlu eden ve başarılı yapan şeydir..
YanıtlaSilçok kıymetli bir yazı dönüp dönüp tekrar okumak gerek. Emeğinize sağlık 🌸
Ne güzel anlatmışsınız birşeyler eksikse insan harekete geçebiliyor hareket insanı diri tutuyor. Muhtaçlık marifetlendiriyor.. teşekkürler bize bunları tekrardan düşünmeyi sağladığınız için..
YanıtlaSilSonuçtan tatmin olmak ne büyük nimet, bunun içinde biraz çaba gerek:)
YanıtlaSilYazarın emeğine, bilincine sağlık:)
İnsan her şeye sahip olunca mutlu olacağını zanneder oysa eksikliği tamamlama mücadelesi insana yaşam sevinci verir...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık
YanıtlaSilTeslime
Eksikliğini tamamlamaya çalışmak, insanı diri tutuyor. Bu detayı hatırlatan bu yazı için teşekkür ederim
YanıtlaSilEksiklik olmasa ilişki bile kurulamazdı
YanıtlaSilÖnemli olan insanın gerçek eksikliğini bulmasıdır
Kaleminize sağlık
Önemli olan tam olmak değil sanırım, tamamlanmaya çalışırken ilişki kurmak, mücadele etmek bedel ödemek , ve sonucunda mutlu olmak ...
YanıtlaSilInsanoğlu soyut bir şey aradı ama soyutta aradı. Ne büyük yanılgı .Yüreğinize sağlık
YanıtlaSilEksikliği tamamlama mücadelesi insana yaşam sevinci verir...
YanıtlaSilAzim ne kıymetli...
Gerçekleri bilmediğinde insan çok şeye sahip oldukça mutlu olacağını zan eder. Ama aslında perde arkasında olayların hiçte öyle dönmediğine şahit olunca hayatımda çok şey değildi.
YanıtlaSil