GELMEZ AYIN SON ÇARŞAMBASI

Hele dur, şu tatil bitsin,

Ramazan'ı bir atlatalım, 

Bayramdan sonra başlayacağım, 

Karar verdim, ayın 20'sinde bu iş bitecek, 

Üstüme gelme ya! 

Bir dur, germe beni, 

Hiç rahat vermediniz ya şu hayatta,

Bir huzur verin artık!

Ne zaman olacak?

Kırmızı kar yağınca...

Balık kavağa çıkınca...

Ne olur da başlayacağımız zaman,  harekete geçeceğimiz an bir türlü gelmez?

Ne olur da erteler dururuz?

Sorsan; hiç vakti yok, hep istiyor ama fırsat bulamıyor. 

Ben istemez miyim? Elbette isterim ama olmuyor işte.

"Palavra, palavra, palavra....🎶🎵"

Arka fonda Ajda Pekkan söylüyor... 

İnsan karşısındaki görür de anlatamaz, dile dökemez.

Balı gelecek hafta yapacağım diyen bir arı,  kirazı pazartesi veririm diyen bir kiraz ağacı, amaaan eldekiyle idare et de pazartesi avlanırım diyen bir aslan yoktur doğada. 

Yeryüzünde yapılması gerekeni zamanında yapmayan tek canlıdır insanoğlu. 

• Ders çalışmak için, 

• Diyet yapmak için, 

• Spora başlamak için, 

• Birikim yapmak için, 

• Bir kitap okumak için, 

• Anne babayı ziyaret etmek için 

hep erkendir, bir türlü doğru zaman gelmez. 

İnsanoğlu bilse ertelediği her şey, iyi ya da kötü her şey ama her şey büyür, çoğalır bereketlenir. Bilseydi bōyle yapar mıydı?

Füsun ile Muzaffer in hemen hemen yaşadıkları diyalog bu ayda yaşanmaya başlamıştı. 

Hayatım , faturaları yatırdın mı? 

Beni duyuyor musun Muzaffer?

Evet hayatım tabii ki duyuyorum. 

E neden cevap vermiyorsun?

Hatırlamaya çalışıyorum. 

Neyi?

Faturaları yatırıp yatırmadığımı. Hııı yatırmadım.

Nasıl? Evelki gün son günleriydi, ne olacak şimdi?

Hallederiz, rahat ol. Sen de amma da telaş ettin ya!! Hep halloldu, olmadı mı? O lș bende! 

Evet oldu, hep son dakika ya da daha sonra.  Ve bir sürü gecikme cezası ile. 

Muzaffer sen niye böylesin?

Ne yapsan, ne yapman gerekse böyle ya geç yapıyorsun ya da son dakika tutuşuyorsun. 

Ahhh Muzaffer ahh! 

Atalet; insanoğlunun en eski problemlerinden biri sanırım. Atalet yani ne istediğini ve buna ulaşmak için neler yapması gerektiğini bildiği halde harekete geçmeme, yapmama hali.

Hastalığa doğru teşhisi koymak tedavi için her zaman yeterli olamıyabiliyor, öyle değil mi? 

Peki bir insan neyi yapması, nasıl yapması gerektiğini bildiği halde neden durur?

Onu durduran nedir?

Bir hedefinin hatta bir amacının  olmaması en büyük etkenlerden biridir. Kişinin yapması gerekeni neden yapması gerektiği ile ilgili bir hatta birden çok itici güce ihtiyacı var. Yani yapmak için ne kadar nedeni varsa o kadar motive olur, Böylece ayakları yere sağlam basar vve engeller karşısında daha dayanıklı olur. Pes etmez kolay kolay, o kişiyi yolundan  çevirmek çok güçtür. 

Bir de "yapacaksan tam yaparım!" tavrı var onu durduran. Yani mükemmeliyetçilik. Her şey tam olmalı derken aslında kendini sabote eder. Bildiğin, bindiği dalı keser.

Bunların yanında bir de risklere, olumsuzluklara odaklanan,  bir bakış açısı varsa, tadı kaçmasın diye hiç hareket edemez. Boşanırım diye evlenmez, atılırım diye işe girmez yani harekete geçmemesi için zemini hazırlamış olur. 

Bunların üstüne bir de önceliklerinin sıralamasını yani ihtiyaçlarıyla isteklerini karıştırmışsa her şeyin üzerine tuz, biber eklenmiş olur. 

Ben günü planlıyorum, planlama ile ilgili bir sıkıntım yok ama araya öyle şeyler giriyor ki aslında yapmam gerekenleri yapamıyorum ve o yüzden de çok geriliyorum, kalakalıyorum diyenleri bilirsiniz. 

Yukardaki sebeblerden biri bile yeterliyken hareket edememeye, hepsi bir aradaysa vay o insanın haline. İşte o zaman insanın kendini durdurması için her şey hazır olur.

Hadi yaaa!!

Bunların hepsi bende var. Aman Allah'ım ölecek miyim?

Tedavisi yok mu?

Ne yapmam lazım?

Durun durun sakin olun, ölmeyeceksiniz. En azından bu sebeple öğreneceksiniz. 

Şu anda bu soruyu soran kişi tam olarak tedavinin başladığı noktada. 

"Ne yapmalıyım?" dediniz ya işte artık tedaviniz başladı.

Tedavinin devamı ise çok basit.

Şu anda ne yapıyorsan zıddını yap.

Hedef beliremeden önce, 

Fayda görmediğin halde devam ettiğin,

Hedefine gitmene engel olan
İsteklerini bul ve teker teker kaldır. 

Haydi, hareket etmek için, 

Yapman gerekeni yapmak için,

Uygun zaman tam da şu an. 

Nasıl yani, şimdi mi?

Evet, evet... 

Tam olarak şimdi, doğru zaman, hep şu an.