İȘ OLSUN
İŞ OLSUN
"Yeni bir iş. Yeni bir eş. Hayatı sıfırlamak lazım bazen" diye bir şarkı vardı. Bu aralar aklımda ve dilimde...
Bazen insan tuhaf bir karmaşanın içine girer ve ne yapacağını bilemez. Yaptığımız hatalar bizi bir çıkmaza sürükler.
Ya gerçekten hayatı sıfırlamak gerekiyorsa!
Ya gerçekten en baştan başlamak gerekiyorsa!
En başa gitmek ama en başa, düne değil 10 yıl öncesine,
Yapması, söylemesi kadar kolay olmayan başlama noktasına...
Mahmut Bey, eşi, işi, bir çocuğu olan, kendi halinde, akrabaları ve yakın çevresiyle ilişkileri çok iyi biriydi. Ta ki yeni bir iş teklifi alana kadar.
İnsanı bazen fırsatlar, çıkılmaz bir girdabın içine sokabiliyor.
Mahmut’a da aslında girdap olan bu teklif çok cazip geldi. 15 yıllık sevgili patronunu bıraktı. Patronu Osman Bey Mahmut’u çok severdi. Belki de kardeşinden daha çok Mahmut’a destek olurdu ama bazen fırsatlar kardeşten, arkadaştan, patrondan daha ön sıraya konulabiliyor.
Peki, neydi bu fırsat?
Patron olacak, kendi işinin başında duracak, gezecek, daha fazla kazanacaktı. Bunlar kulağa hoş geliyordu. O sebeple çok da düşünmedi. Eşi Özlem ile konuştu. Öyle hoşuna gitmişti ki teklif, Özlem fark ettiği olumsuzluklardan bahsettiğinde, onu dinlemiyordu.
"Sen anlamazsın. Kafayı yorma" dedi. Ve "game starts", oyun başladı!
Salih bey ile ortak olup bir iletişim mağazası açtılar. "Çok fırıldak adam" derler ya bazı insanlar için, Salih bey de öylelerindendi. Onun aklında 40 tane tilki dolaşır, biri diğerinin kuyruğuna dokunmazdı.
Mahmut, Salih’in aklına güveniyordu. Salih ne söylese "tamam" derdi.
“Kredi çekelim. Evleri ipotek edelim. Borç bulalım. Arabaları dükkâna bağlayalım.” Hepsine "tamam" dedi Mahmut.
Anlık çözümlerle işini yürütmeye çalıştı Salih.
Ta ki "dükkânı devredeceğiz" diyene kadar.
Buna sadece Salih karar vermişti. Mamut bu duruma sinirlendi. Tepki gösterdi. Salih Bey “Sen karışamazsın, ne verdiysen al çık ortaklıktan.” dedi. Borçlar artıyordu.
Mahmut çok bedel ödemişti. Vazgeçmek o kadar da kolay değildi. Salih de ortalık karıştığı için sessizce bir süre devam etti. Borçlar katlanarak çıkıyordu. 6 ay sonra, bu sefer ortağı, bu ortaklığın bitmesini istedi. Bu defa borç vardı. Mahmut ya dükkânın devrolmasını bekleyecekti ya da o gün ki borçları üstüne alacaktı. Mahmut çalışıyordu fakat evine ekmek götüremez hale gelmişti. Faturalar ödenmiyordu. Eşi çalışmaya başlamıştı. Mahmut’un evinde gerginlik, kaos vardı. Bir zamanlar kahkahalar gelen o evden artık bağırma sesleri geliyordu. Mahmut otoriteyi yitirmişti. Sabahlara kadar kavgalar, hakaretler çekilmez hal almıştı...
Eşi Özlem onun bu işe devam etmesini istemiyordu. Hatta kendisinden ayrılmak istediğini bile söylemişti. Mahmut’un işten ayrılacak gücü yoktu. Akrabalarıyla, yakın çevresiyle de ilişkileri çok uzaklaşmıştı. Bu iş ona hiç ama hiç iyi gelmemişti. Farkındaydı ama nereden başlayacağını bilmiyordu. Ortağı Salih’ten ayrılsa, borçlar yüzünden arabasını da vermek zorunda kalacaktı. Eşi buna nasıl tepki verecekti? Bilmiyordu.
Tam sınav zamanı gelmişti. Bir karar vermek zorundaydı.
Ya eşi ve çocuğundan ya da iş ortağı Salih’ten ayrılmalıydı.
Bütün cesaretini toparladı. İş ortağı Salih’e ayrılacağını bildirdi. Salih de onun altından hemen arabasını aldı. Kurtulmuştu aslında Mahmut ve eve dönüyordu ama bunu eşine nasıl söyleyecekti?
Özlem, Mahmut’un çok sesiz olduğunu fark etti.
"Ne oldu? Neden bu derin sessizliğin?" dedi
"İş bulmam gerekiyor" deyince Mahmut, Özlem’in gözleri açıldı, "Ayrıldın mı o adamdan?" diye sordu.
"Evet ayrıldım" dedi gözlerini kaçırıp yere bakarak,
"Sana bir şey daha söylemeliyim Özlem, biz arabayı da kaybettik" dedi.
Özlem çok üzülmüştü ama Mahmut’a gidip sarıldı.
"Üzülme bunun üstesinden de geliriz. Sen o tuzaktan çıktın ya" dedi
Zor günler bekliyordu Mahmut ile Özlemi.
Her şey başa dönmüştü ve hiçbir şey başladığı gibi değildi. On yıl önce de birikimleri yoktu, şimdi de yoktu. İflas etmişlerdi fakat mutluydular. Yıllardır yaşananlar yorgun düşürmüştü onları. Tekrar güç toplamalıydı ikisi de.
Bu öyküde Mahmut, düştüğü tuzakta, kaşıkla değil kepçeyle kaybetmişti. Ona güç veren sadece ailesinin desteğiydi. Motivasyonunu yüksek tutmalıydı. Uzun zaman iş bulamadı. Nereye başvursa, o pozisyona uygun değildi. En sonunda ağır sanayiye giderek iş başvurusunda bulundu ve orada işe girdi. Maaşını asgari ücretten almaya başladı. Kaç aydır evine bakamıyordu. Uzun zamandan sonra, eskiden olsa kesinlikle beğenmeyeceği bu maaş, Mahmut’a ve ailesine çok iyi geldi.
Mahmut bu sürecin gerçek yüzünü zamanında görebilseydi, uyarıları duyabilseydi bugün ağır sanayide çalışmak zorunda kalmayacaktı. Her şeyini kaybetmeyecekti.
İnsan hata yapar ama geri dönmek çok zordur.
Geri vitese zamanında geçemeyenlerse, hatalarından dönme konusunda daha da zorlanırlar. En dibi görmeden bir üste çıkamazlar.
En dipteki o yere çarpmanın acısı fazla olsa da çıkışta olduğunu zannetmenin hazzından daha iyi gelir insana.
Neden?
Çünkü insan doğru yola yeniden ulaşabilmesi için geldiği yerden geri dönmesi gerektiğini anlar.
Bataklıkta olduğunu anlayana oradan çıkmanın bedeli ağar gelmez.
Mahmut da anlamıştı. Biraz geç olsa da cesaret etmişti. Ne mutlu ki ailesi de ona destek vermişti. Şimdi zorlu yolda ama elleri sımsıkı ilerliyorlar .
Ne diyelim ?
İnşAllah bir tuzağa daha düşmeden, aldıkları deneyimle, doğru yolda bir ömür ilerlerler.
Hayırlı yolları açık olsun...
Fırsat zannettigimiz şeyler aslinda bizim kötü günlerimizin işareti olabiliyor. Hiçkimse kaybedeceği oyuna girmek istemez. Ama istek cok olunca insan sağlıklı düşünemiyor. Daima bilinci açik tutmak cok önemli. Teşekkürler emeğinize sağlık :)
YanıtlaSilhayatımızda ne kadar da çok vazgeçemediklerimiz var ve bunun farkında değiliz.
YanıtlaSilne güzel anlatılmış burda.
elinize sağlık.
Düştükten sonra kalkabilmekte marifetti.. elinize sağlık
YanıtlaSilİsteği aktifken insanın gözü nasılda kör oluyor… kaleminize sağlık
YanıtlaSilBu makaleyi özellikle çıraklar okumalı 🥲 elinize sağlık
YanıtlaSilŞükretmesini bilmediğimiz de çok kazanma hırsı elinde olandan daha fazlasını da alıp götürüyor.
YanıtlaSilGerçeğini yitiren isteğine hizmet ediyor malesef... Seni oradan çıkarırlar ama kepçeyle kaybettiğini çay kaşığı ile kazanmaya razı olacak egon olursa
YanıtlaSil"Bataklıkta olduğunu anlayana oradan çıkmanın bedeli ağar gelmez." yaptığımız hataların farkına varıp, geri dönebilmek nasip olsun inşALLAH.
YanıtlaSilKeşke ilk uyarılarda anlayabilsek
YanıtlaSilKeşke ilk baktığımızda görebilsek
Ne kadar da kendimizden bir hayat
Yolları açık ve beraber olsun İNŞALLAH
Kaleminize sağlık
YanıtlaSil"ama bazen fırsatlar eşten, kardeşten, arkadaştan, patrondan daha ön sıraya konulabiliyor"
YanıtlaSilOniki yıl önce yaşadıklarımı ne kadar da güzel anlatmışsınız. Elinize sağlık. Allah gerçeği görenlerden eylesin bizleri.
İnsanın hep daha fazlasını isteme güdüsü. Halbuki hersey yolunda ve denge de neden kendi kendine sınav çıkarır ki insan.. sahip oldugumuz ile mutlu olmak umudu ile
YanıtlaSilAh Mahmut ah..
YanıtlaSilİnsanoğlu hata yapar. Önemli olan hatada ısrarcı olmamak
YanıtlaSilYolları açık olsun :) Hepimizin hayatına dokunan bir yaşanmışlık. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilEllerinize sağlık, çok güzel bir yazı :)
YanıtlaSilAnlayıp hayata geçirenlerden olalım inşAllah.
Kararın ne kadar önemli olduğu... O eşi hakedecek bedeli varmış ne mutlu ona..
YanıtlaSilİnsan tek düşünen bir canlı. Ama ne kadar düşünüyor?! Kaleminize sağlık 🌻
YanıtlaSilMesele problemi deşifre etmek. Bunu yapınca çözümü bulur insan. Elinize, yüreğinize sağlık
YanıtlaSilBazen anı kurtarmak an da haz yaşamak için toplamda neler olacağını düşünemiyor insanoğlu. Allah hepimize bilinç açıklığı versin doğru kararlar alabilelim inşaAllah.
YanıtlaSilHer insanın yaşama ihtimali olan bir şeyi ne güzel anlatmışsınız ellerinize sağlık.
Çok güzel yazi olmuş elinize sağlık 😊
YanıtlaSilYaşadıklarımızdan ve başkalarının deneyimlerinden ders alsak daha az yorulacagiz.
YanıtlaSilKaleminize yüreğinize sağlık :)
Teşekkür ederiz
Etraf patron olma merakı olan insanlarla dolu keşke onlarda okusa bunu.
YanıtlaSilKeşke insan o hatayı yapmadan önce
YanıtlaSilGörse, işitse, hissetse.
Kaleminize sağlık. 👏🏻
"İnsanı bazen fırsatlar, çıkılmaz bir girdabın içine sokabiliyor."Ne kadarda doğru bir söz. :)
YanıtlaSilHer fırsat fırsat değildir.Kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilÇok şükür o bataklıktan çıkmak nasip olmuş…
YanıtlaSilFırsat mı tuzak mı? Anlamak için ilim lazım, elinize sağlık. Deneyimsel Öğret seminerlerinin hayata dokunan stratejileri…
YanıtlaSilElinize sağlık 😊 teşekkür
YanıtlaSilPek anlamıyoruz ama o kestirmeden gitmeye çalıştığımız yollar, anlık çözdüğümüzü sandığımız problemler aslında karşımızda çıkmaz sokak oluveriyor… ve herkesin Mahmut gibi geri döndüğünde ona kucak açacak sevdikleri kalmayabiliyor…
YanıtlaSilTeşekkürler keşke ilk söylenenler ilk söylendiğinde anlaşılsaydı.
YanıtlaSilInsan gerçeği kaybettiğinde ,gerçeklerden kör ,sağır ve dilsiz olmaya başlıyor. Tuzaklar fırsatmış gibi oluyor.
YanıtlaSilHer zaman gerçekten yama olmak nasip olsun. Deneyimsel Öğreti Eğitimleri bu yüzden çok kıymetli. gerçeğe yaklaştırıyor.
Bazen gerçekten en baştan başlamak gerekiyor.
YanıtlaSilInsan küçülmeye razı olursa öyle güzel yollar açılır ki ,ağız tadı olan bir hayat. kaleminize sağlık.
YanıtlaSilİnsan çözümü ararken anlık pansumanlar kullanmaya başlar, en doğru ve gerçek çözüm bu zanneder
YanıtlaSilİnsan bazen derin nefes alıp en başa geri dönmeli. O dönüş ona öyle kazanımlar sunar ki upuzun görünen yol, ilerledikçe kısalır ve bir öğretiye dönüşür.
YanıtlaSil