CESARETİN VAR MI? DEDİLER…

İlmin başı zordur engebelidir. Seni yolundan saptırmak için kurtları boldur. Senin buna cesaretin var mı?  Diye sordular.

"Bu iş iman işidir , imanı olmayanın beyazda cesareti de olmaz" dedim.

"Uykundan, malından, canından ve yeri geldiğinde rahatından fedakarlık edebilecek misin? " dediler.

“Allah’a güzel bir borç verin” ayetini hatırlar onun bana verdiklerinden tekrar ona borç veririm. Borç verileceklerin en hayırlısı Allah’tır dedim.

"Bunu anlatmak fiziği,kimyayı, psikolojiyi anlatmaya benzemez. Ağzından çıkacak olan her kelime çok değerlidir ve bir insanın hayatını toparlanmasında payı olabilir" dediler.

"Korkmama rağmen" mutlaka hayatın bir yerinde cesaret göstermem gerekecek. Ben beyazda cesaret göstermeyi seçiyorum, dedim.

"En yakınınla sınarlar, net misin ? diye sorarlar" dediler.

“İnandım! Dedikten sonra sınanmayacağınızı mı sanıyorsunuz? ”

Bu dünya sınanma  yeri , sen yaşamak için mi  geldiğimizi sanıyordun? dedim.

Seni anlamayacaklar... 

Söylediklerin onların çıkarlarına ters şeyler olacak. Bu yüzden dışlanacaksın. Buna sabredebilecek misin? diye sordular.

ALLAH sabredenler ile beraberdir.

Gülümsedi.. 

Yolun açık olsun ALLAH yoldaşın olsun.

Kalan ömrün geçen ömründen daha anlamlı ve faydalı olsun, dedi. 

Hayat "net misin?" diye bakar, samimiyet soruları sorar,  ikna olursa ancak  ilmin kapılarını aralar...

Gerçeği tebliğ etmek; 

Cesaret ister, sabır ister ve netlik ister. 

Kendini anlamak, insanı anlamak, sınavı anlamak ister. 

 O sebeple  anlayanlar zaten anlatmaya çalışanlardır…