BİRAZ SENDEN, BİRAZ BENDEN…
İlişkiler dengedeyken ne de güzeldir…
Biraz senden, biraz benden;
Hoş sohbetler, yüzlerde tebessümler…
İhtiyaca binaen verilen ilgiler;
İlaç gibi gelen beraberlikler.
Beklenti düşük…
Yapılana minnet duyulan, yapılmayanda kusur
aranmayan;
Kendi varlığını hiçe saymaya gerek kalmayan;
Birbirini tamamlayan bir çift ayakkabı gibi;
Eşiyle tamamlanıp işe yarayan…
Ayşe o sabah yine en mutsuz haliyle uyanmıştı. Özellikle sabahları ona ayrı bir işkenceydi sanki. Uyandığında umutsuzluk haliyle başlıyordu güne. Bedenini adeta sürüklercesine yataktan çıkarıyor. Adımlarını istemeye istemeye atıyordu.
O sabah yine ayağa kalktı. İlerlemeden dönüp,
uyuyan eşine şöyle bir baktı. Düşünceleri yüzündeki ifadesine yansımıştı. İçinde
alevlenip duran bir öfke… Ardından gelen çaresizlik duygusu… Bir türlü memnun
edemediği, yüzünü güldüremediği… Bütün bunlar yetmezmiş gibi nazını çektiği
adam… Hiçbir problem yok gibi görünürken büyük problemleri sıralayan…
Her defasında suçu, kusuru kendinde arayan haline bile hiç acımayan…
Ne zaman bu kadar zalim olmuştu? Hâlbuki ilk başlarda ne kadar da merhametliydi eşi Rıdvan… Elleri üşüdüğünde avuçlarının içine alır nefesiyle ısıtırdı. Gözleri dolsa espriler patlatır, güldürene kadar uğraşırdı. Mutluluklarını haykırırcasına duyururdu etrafına.
‘Ne zaman değişti her şey, nasıl bu hale geldik?’ dedi kendi kendine.
Hâlbuki evlenmeden önce her şey ne kadar da
güzeldi. Evlendikten sonra Ayşe’nin ev hayatına uyumlanması… Rıdvan’ın işindeki
yoğunluğunun artması derken… Günden güne tek taraflı bir ilişkiye dönmüştü
evlilikleri.
Ayşe’nin ilişkilerine emek istemesi, Rıdvan’ın hep bir bahane üretmesi… Evliliklerini bambaşka bir boyuta taşımıştı. Eşinin aramalarına sevinen adam şimdilerde kızar olmuştu. Ayşe merak etse de çekine çekine ve hep bir bahane ile eşini arıyordu. Her defasında ya azar işitiyor ya da cevap alamıyordu Ayşe. İçindeki ses ona dur artık dese de gücü yetmiyordu kendini durdurmaya. Hep bir yol arıyordu evliliklerini ayakta tutmaya…
Anlam veremediği duygularla boğuşuyordu aynı anda. “Aslında merhametli de, ben mi çıldırtıyorum onu ne? Biraz daha alttan alabilsem ne kadar da mutlu olurduk.” diye geçirdi içinden.
Yavaş yavaş yüz ifadesi değişti. Yüzüne hafif
bir tebessüm yerleşti. Biraz evvel çaresizlikle bakan gözlerinde bir anda
mahcubiyet belirdi ve dedi ki; ‘Ben var ya ben, bu adamın kıymetini bilmiyorum galiba…’
Biraz önce çektiği kalp ağrısı ile kaybolup gitmek isteyen kendi değildi sanki.
‘Gerçekle yüzleşmek zor geldiğinde;
insan kendine zulmedeni, kıymet bilmeyeni baş tacı yapar.’ Diyen annesini
hatırladı.
Bir zamanlar ‘Sen ne anlarsın anne ya…’ diye kızdığı
annesini…
Halbuki annesi ‘‘Onsuz yaşayamam’ diyene, ‘Daha
önce nasıl yaşıyordun?’ diye sormak lazım.’’ Demiş ve eklemişti. ‘Onsuz
yaşayamam diyen bağımlıdır. Ama
hiç bilmez.’
Gün gibi hatırlıyordu o sahneyi. Kahve içiliyordu ve konu nasıl oralara varmıştı hiç ama hiç hatırlamıyordu. Annesi Ayşe’ye dönmüş ve sanki olacakları bilir gibi gözünün içine baka baka söylemişti. Onca hatıra; acı, tatlı ne varsa aklına geldi. Gözlerini kapattı. Hatırlamak istemezcesine… O aralarında yaşanan sıkıntılar, kendi bağırışları birdenbire hafızasına hücum etti. ‘Yeter artık’ diye çıkmıştı evden.
Ne kadar da uzun zaman olmuştu beraber bir
kahve içmeyeli… Sade kahveyi yanında bir parça acı çikolata ile içerdi.
‘Bana mı söylemişti gerçekten?’
‘Annem o kadar zaman önce nerden biliyordu
acaba?’
Silkindi Ayşe. Bir doğruldu.
‘Evet gerçekten önce nasıl yaşıyordum gerçekten?’
Rıdvan’ı baş tacı yapmıştı. Kendisini ise
paspas gibi hissediyordu… Zihnindeki sesi duydu yine, ‘onsuz nasıl yaşarım?’.
‘Aramızdaki bağlılık
değil sanki, bağımlılık bu.’
dedi, kendi kendine… ‘Bağımlılık.’
Sonunda sorunu bulmuştu işte. Birden
ferahladığını hissetti Ayşe. Özgürlüğün kapısını bulmuş ve bir kuş gibi
hafiflemişti. Üzerini değiştirdi ve hızla evden çıktı. Uzunca bir aradan sonra
annesinin kapısını çalmaya, elini öpmek için koşmaya ihtiyacı vardı.
İnsanın bağımlılık işaretini anlaması ne kıymetli bir hediye...
YanıtlaSilHep bir bahaneye sığınıyor insan” aslında öyle demek istememiştir. Aslında o da beni seviyor….. gibi. Okuyunca daha iyi anlıyor insan sebebini. Birçok insanın ortak sorunu nasıl da güzel kaleme alınmış.emeğinize sağlık.
YanıtlaSilYüreğine su serpilme hisse
YanıtlaSilKaleminize sağlık
çok içten bir yazı olmuş, emeğinize sağlık
YanıtlaSilİnsan gerçekleri kabul edebildikce güçleniyor. Emeginize sağlık🌱
YanıtlaSilÇok güzel kaleme alınmış, çok yaşanmış bir hikaye…dengeye hızlıca gelebilen olmak ümidiğle…
YanıtlaSilHer söylenen keşke ilk söylenildiğinde anlaşılmış olsaydı:)
YanıtlaSilInsan o anda goremez annesinin dedigini
YanıtlaSilYada gercekleri
Ne zamn yasama ya baslarsa
O zamn der annem ne kadar hakliymis oysaki Elinize emeğinize saglik
Çok güzel ele alınmış , çokca yaşanılan gerçek…elinize yüreğinize sağlık🤗
YanıtlaSilBağımlılıklarımızdan bir an önce kurtulabiliriz inşallah
YanıtlaSilİlk soylenilenler ilk soylendiginde anlasilsa keşke!!! Emeğinize sağlık:)
YanıtlaSilİnsanın bir bağımlılık hakkı varsa onu da RABBİNE kullansa güzel olmaz mı? Zaten O DA ALLAH SEVGİSİ OLUR... Emekleriniz için teşekkürler... İnsana iyi gelen yazılar bunlar. Kaleminize kuvvet.
YanıtlaSilBağlılık değil bağımlılık 🙄
YanıtlaSilDipsiz bir kuyu gibi bağımlılık. Başı var sonu yok.. Ve asla aydınlık yok. Kuyudan ne zaman çıkarsın, o zaman aydınlık seni bulur..
YanıtlaSilBağımlılık ve bağlılık... ne kadar farklı
YanıtlaSilİnsan bağımlı olduğunu bağımlı olmadığında anlar. Beye bağımliysan ondan kurtulduğunda farkına varirsin işin aslını. Aslını ancak sahteden kurtuldugunda anlarsın..
YanıtlaSilne kadar güzel ve gerçek anlatılmış bağlılık ile bağımlılığın farkı. yüreğinize sağlık , emek verilmiş ve yaşanmış bir hikaye gibi ,insanın iliklerinde hissettiği bir yazı .Denge de kalabilmek , ilişki de hep veren taraf olmamak . Biraz senden biraz benden
YanıtlaSilİnsan bağımlılığı sigara-alkol-madde-alış veriş… sanır. O olmadan yaşamam dediğimiz neler var hayatımızda? Hiç düşündük mü?
YanıtlaSilHiçbir şey boşu boşuna söylenmez aslında... Keşke ilk söylendiğinde anlayabilsek... Bağımlılıklarımızı farkedebilenlerden olabildiğimizde ilişkilerimizin kalitesi artar ancak... Elinize sağlık ne güzel bir yazı...
YanıtlaSilProblemin gerçeğini görüp çözümü kendinde aramak, ihtiyaca yönelik hareket edebilmek.
YanıtlaSilinsan miktar arttırmaya ne çok meyilli değil mi? sevgiyi arttırmak, ilgiyi arttırmak, konuşmayı arttırmak, yapıp ettiğini arttırmak... arttırır ama sonucunda dengeleri nasıl ne hale getirdiğinin, ne yaptığının farkında değil...
YanıtlaSilALLAH Bizlere verdiği tüm emanetlere bağlı olabilmeyi nasip etsin.
YanıtlaSilBağımlılıkla bağlılığı çoğu zaman karıştırıyoruz. bunları karıştırdığımız içinde hayatta mutsuz oluyoruz. Bağlı olalım ama bağımlı olmayallım. İnşaALLAH
YanıtlaSilKeşke insan anlayabilse…
YanıtlaSilKeşke biraz düşünse …
Hayrda bir arada olmak bu olsa gerek...
YanıtlaSilİnsan çok çok sevdiğinde bağlılık ile bağımlılığı karıştırabilir. Peki nereye bakmak lazım, iletişim ve ilişki kalitem ne bunlarda nasıl daha iyi olabilirim bunları deşifre etmek için güzel bir örnek..
YanıtlaSilİnsan kendi bağımlılığını fark etse de hemen kurtuluş kolay olmuyor... Fark etmek bile önemli bir adım :)
YanıtlaSilİnsan farkında olmadan varıyor bağımlılığa. iyi olsun diye daha da kötü ediyor
YanıtlaSilInsan tadı olan bir hayat yaşamak istiyorsa dengede olmaktan başka yolu yok teşekkür ederiz
YanıtlaSilÇift taraflıdır ilişkiler… çiftlerden birisindeki değişim diğerini etkiler… Dolayısıyla problem birisiyse çözüm diğeridir…
YanıtlaSilÇok sevmekle bağımlı olmak arasında ciddi bir fark var. Seven kişi karsisindakine de kendine de zarar vermez ama bağımlılıkta gerçek sevgi yoktur. İki taraf da zarar görür. Ne mutlu hayatını dengede yaşayanlara..
YanıtlaSilNe acı farketmek bunu... İnsan kıymet verdiğine karşı değersizleştiğinde kabul etmek istemez. Kendince mantık uydurmaya başlar... Oysa her an vazgeçebilir olmak ama vazgeçmemek, çok büyük bir nimet...
YanıtlaSilVazgeçebilir olmak hayatta ne büyük konfor
YanıtlaSilKeşke ilk söylenenler ilk söylendiğinde anlaşılabilseydi.
YanıtlaSilHer bağımlının kendini çok bağlı sanması gibi...
YanıtlaSil