DÜNYA SİZİ TERK ETSEYDİ NE HİSSEDERDİNİZ?

Giysileriniz olmadığında ve donmak üzereyken.

Yiyeceğiniz olmadığında ve ölmek üzereyken.

Dünya sizi terk etseydi ne hissederdiniz?

Cevabı için biraz geçmişe dönmem lazım.

31 Aralık 2023

İsmim Nail 15 yaşındayım. Ameliyathanenin soğuğundan titriyorum. Etrafıma bakıyorum da nerdeyse kimseyi tanımıyorum. Ama gördüklerim bana tanıdık geliyor. Çoğu benim gibi olan çocuklar. Huzurlu evlerde sevgiyle büyütülmüşler ve ilk kez ailelerinden evlerinden uzak düşmüşler. Küçücük vücutları ağrıya dayanamadığı için bayılmış çocuklar. Korkudan dona kalmış masum gözler, titreyen vücutlar. Kendileri de yaralı olmalarına rağmen daha küçükleri sakinleştirmeye çalışan, bir gecede büyüyen yiğitler.

Dünyanın diğer tarafından seyirci kalanlar için onlar evsiz, aç, şansız ve ölüydüler. Fakat onlar öyle hissetmiyorlardı. İnandıkları değerler uğruna savaşanlar kendilerini nasıl şanssız ve korumasız hissedebilirdi ki?

Onlar, 

• Kocaman tankların karşısına ellerinde taşlarla çıkan, 
• Ölüme gülümseyerek bakan, 
• Atılan bombalara danslarla kafa tutan, 
• Tüm masumiyetleri ve samimiyetleri ile kötülüğe meydan okuyan "kahramanlardı."

İşte tam olarak da böyle hissediyorlardı. Herkese örnek, çocuğundan yaşlısına, erkeğinden kadınına, başı dik Filistin halkı.’’

Gazze’de işgal altındaki evlerimizi terk etmek, ya da burada kalıp ölmek arasında seçim yapmamızın seksen beşinci günü. Çoğu zaman seçim bile yapamıyoruz. Hava saldırıları herhangi bir uyarı olmaksızın bizi hedef alıyor.

Şu anda hiç kimseyle hiçbir şekilde bağlantı kuramıyoruz. Ne internet ne de cep telefonuyla. Şehrin içinde birbirimize ulaşamıyoruz. Ailelerimizin ve arkadaşlarımızın hayatta olup olmadıklarını bile bilmiyoruz!

Kaç aydır evsiz, ışıksız, susuz ve ilaçsızız. Bu yaşananları dünyanın neredeyse tamamı görmezden geliyor. 

Böyle bir zamanda dünya sizi terk etseydi ne hissedersiniz bilir misiniz?

Cevabı ben vereyim, tam olarak bilemezsiniz!

Yaşamadan bilmezsiniz!

1 Şubat 2024

Düşmanın attığı bombayla çöken binadakilere yardım ederken ben de öldüm. Bugün benim şehadet günüm. Yaşamımın olduğu gibi ölümümün de bir anlamı oldu. Çok gururluyum…

Bilir misiniz, bu hayatta inandığı yolda ölmekten daha büyük bir gurur yoktur. Herkes bilmez ama amacı olanlar çok iyi bilir.

Dünya bizi terk etmesine rağmen, bizi hiç terk etmeyen yardım etmek isteyip bize ulaşamayan iyi insanlara bir sözüm var.

Acımızı acısı bilen, yemek yerken biz aç olduğumuz için boğazında düğümlenen o güzel insanlar. Evlatlarını kaybeden Filistin annelerinden utandıkları için yüz on yedi gündür kendi çocuklarının gözüne bakamayan o analar. Bize yardım edemediği için, kalbindeki ateşle yaşamağa mecbur kalan o gizli kahramanlar.

Bizim gibi aynı amacı olan ama henüz birbiriyle tanışmayan o yabancılar.

Şu anda dünyanın dört bir yanında oldukları için birbirleriyle tanışmasalar da gün gelecek aynı yola ayak bastıkları için tanışacaklar. Bense sizinle yüz yüze tanışamasam da sizi izliyor olacağım. Siz birleştiğinizde işte o gün ölümüm bir daha anlam kazanacak…

O gün benim için hiç üzülmeyin aksine mutlu olun. Çünkü siz de biliyorsunuz ‘’ayakta ölmek diz üstünde yaşamaktan daha iyidir. Ne mutlu amacı uğruna can verenlere!’’

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

Başarı Psikolojisi Nedir?

İlişkide Ustalık Nedir?