ANNELER GÜNÜ
Bu aralar ne kadar da çok duyuyoruz bunu değil mi? Yolda yürürken reklam panolarında. Görüyoruz. Radyoda ya da televizyonda karşımıza çıkıyor. Hemen hemen her yerde anneler gününden bahsediliyor. Çünkü mayıs ayının ikinci pazar gününü birileri anneler günü ilan etmiş. Bu gün hakkında farklı farklı düşünenler var. Bazıları “Bir günle olacak şey mi bu?” diyor. Gereksiz bulanlar, tamamen tüketim toplumunun dayatması diyenler de var. Bugün bunları bir kenara bırakıp ufak bir değerlendirme yapmaya ne dersiniz? Anneler günü de bunun için güzel bir fırsat.
Evet, anne olmak çok kutsal bir şey. Çok fedakarlık gerektiriyor. Hamilelik evresi, 9 ay
boyunca yaşanılanlar ve sonra doğum süreci…O zaten başlı başına
büyük ve hayranlık verici bir olay. Ama en zor kısmı da doğurmak değil... Bebeğe öz bakım verecek kişiler bir şekilde
bulunuyor. Dünyaya gelen zaten bir
şekilde büyüyor. Eceli gelene kadar yaşıyor.
Ama her doğan yetişmiyor, olgunlaşamıyor. İşte burada yetiştiren kişilerin önemi
devreye giriyor. İnsan evladının üzülmesini mutsuz olmasını ister mi? Kimse
istemez. Onların ayağına taş değimesin, üzülmesin istiyoruz. Elimizden gelse
büyüdüğünde bile pamuklara sarmak koruyup kollamak istiyoruz. Ancak dışarıdaki hayatın hiç ana kucağı gibi
olmadığı gerçeğini kaçırıyoruz. Hayattan onlara pay vermek yerine, onları
imkanlarımıza ortak yapmak daha mantıklı gelebiliyor çoğu zaman.
Büyütmek Mi? Yetiştirmek Mi?
“Ben çektim o çekmesin”, “Aman üzüldüğümüzü, sıkıntıda olduğumuzu fark etmesin.” diyoruz. Sonra da halden anlamalarını bekliyoruz. Nasıl halden anlasınlar? Hiç antrenmanlı değiller ki?
Hep olumlu sonuçları gördüler ve bunlar
için bedel ödemediler. Bu zamana kadar önlerindeki tüm taşları, çakılları birileri
onlar için temizledi, “kıyamam” larla büyütüldüler. Vefasız olmaları, hürmetsiz olmalarında
“zamane çocuğu” olmalarının etkisi yok. Yani zaman kötü değil. Bizlerin dönüp biraz
kendisine bakması gerekiyor artık. Hayatta hiçbir problemini kendisi çözmemiş,
birisinin derdini dert edinmemiş, ana kuzuları kurtla karşılattıklarında nasıl
bir travma yaşarlar sizce? Artık kendimize
değil hayata hazırlamamız gerçeği ile yüzleşmek zorundayız. Savaştan önce eline
kılıç kalkan vererek antrenman yaptırmak gibi bir şey bu. Arada yüzü çizilecek, dizi kanayacak,
düşecek, yenilecek. Yenile yenile kaybettikten sonra yıkılmamayı yeniden
kalmayı öğrenecek. Birleri yenilirken ona destek olmayı, birileri yendiğinde onların sevincini paylaşmayı öğrenecek. Böyle böyle
kıvama gelecek.
Her düştüğünde kaldırmak değil, düşünce hafif itelemek, ona diz bağı olmaktı yapılması gereken. Yaşına uygun sorumluluklar verip onu izlemek. Yerine getirdikçe bazı konularda söz sahibi olmasına pay vermekti. Onların her dediklerini yapmak nefse uygun, zor olan onun hayrı için hayır diyebilmekti.
Birlikte Hayata Bakabilmek
Üstelik her istediği, her dediği yapılan
çocuklara baktığınızda bu durumdan memnun olmadıklarını fark etmek çok
da zor değildi. Bu çocuklar daha kırılgan, agresif, teşekkürsüz ve daha
mutsuzlar. Ya da kısaca "şımarık" demeyi tercih ediyoruz. Nedense böylesi daha sevimli geliyor. Bu da ayrı bir
yazı konusu olur da, girmeyelim şimdi hiç oralara. Neyse nerde kalmıştık? Oyuncakçıdan tüm istediklerini aldırdıktan
sonra parktaki baloncudan balon alınmadı diye kendini yerden yere atmasından da
anlayabilirdik. Her şey apaçık ortada aslına; her dediği yapılan çocuğun
olgunlaşması ne yazık ki mümkün olmuyor. Asıl zor olan bunu yapabilecek imkanların olmasına rağmen sırf onun
yetişmesi, öğrenmesi için geri durabilmek.
Onlara bakmak değil onlarla hayata bakmak…İmkanlarımıza değil
bedellerimize ortak etmek…
Evet çocuklarımız istedikleri olmayınca
üzülüyorlar, suratları düşüyor. Onlar üzülünce de ana yüreği de dayanamıyor,
üzülüyor. Böyle zamanlarda annemin sözü geliyor aklıma ve gülümsüyorum; “ben
her gün üzüleceğime sen bir kere üzül!” deyiverir konuyu kapatırdı.
Unutulmamalı ki bu hayatta insanı duyduğu “evet” ler değil “hayır” lar
olgunlaştırıyor.
Ve böylece birileri çocuklarının kahramanı olmayı seçti, birileri ise onların kendi hayatlarının kahramanları olabilmeleri için anda “gıcık:) anne” olmayı tercih etti.
İnşaALLAH hayatının kahramanı olan evlatlar yetiştirebiliriz.
YanıtlaSilÇok güzel, çok anlamlı ve çook doğru cümleler seçilerek , gerçek anne nasıl olmalı yı anlatan harika makale yi her kes okuyup, anlayıp hayatına geçirirse, hayat ta , gençlik te daha güzel olur ümidindeyim🤗
YanıtlaSilNerde evet nerde hayır demesi gerektiğini bilen, çocuğu sadece büyütmeyip yetiştiren elleri öpülesi anneler... İyi ki varlar...
YanıtlaSilTüketim toplumunun içinde evlat yetiştirmeye çalışan, hayata bir güzellik kazandıran, bunun için de sadece kendi evladı için değil, tüm evlatlar için anda kötü ama toplamda iyi olmayı tercih eden bütün annelerimizin,
YanıtlaSilDünyaya gelmesine vesile olmamasına rağmen bir başkasının evladını yetiştirmeyi dert edinmiş ekstra bedelli annelerimizin 365 günü ve ömrü KUTLU OLSUN....
Aslında bir anneyi çocuğunun kahramanı olmaktan daha mutlu edicek tek şey.. kendi kahramanı olmasını görmek
YanıtlaSilAsıl anne olmak hayır diyebilmekmiş:)))
YanıtlaSilÇok zor egoya ters
Ama büyüdüklerinde daha çok problem yaşayacaklarını bilmek daha da zor
Heralde beni annemin hayırları bir yere getirdi:)))
İyi var
Ana kuzusu olmayı herkes ister. Ama mesele kurtlara karşı kendini savunabilmekte. Farkındalığı çok yüksek çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık
YanıtlaSilAnne ne yaparsa iyi niyetinden yapar.. Kalbi güzel niyeti güzel.. Oysa niyetler davranışa dökülünce yanılırlar bazen.. Bazen takılırlar, yetiştirmek ve büyütmek arasındaki farkı göremezler.. Sadece sevgi beslemez çocuğu.. Sadece olmak olgunlaştırmaz... Kahraman olsun ister her anne çocuğunun..her kahraman öncesinde olgunlaşmalı.. Her olgunluk zorluk gerektirir.. O zorluğu verebilen anneler kahraman yetiştir 🌺😊
YanıtlaSilEllerinize sağlık, çok doyurucu, her şeyin her şeyle ilişkili olduğunu bir kez daha gösteren kıymetli bir yazı olmuş.
YanıtlaSil"Hiç antrenmanlı değiller ki?
Hep olumlu sonuçları gördüler ve bunlar için bedel ödemediler." Bir annenin çocuğuna bedel ödetirken yaşadığı hissiyat onu çok zorluyor belki de. Bir patron çalışanına fazla mesai yaptırsa çalışanım çok yoruldu diye ne kadar üzülebilir, ama bir anne için durum çok daha farklı demek ki.
Her doğanın hayatta ödemesi gereken bir bedel var. Ya önce ya da sonra çocuklarımıza bedeli önden ödetip yetiştirebilen olmak çok kıymetli🌿
YanıtlaSilİnsanın çocuk yetiştirmesi ne kadar zor. Ama onu yetiştirirken aslında kendini de olgunlastiriyor. Gerçekten "anne" olmayı başaranlar kendine inanılmaz bir karakter ekliyor. Umarım kendisinin kahramanı olan o annelerden olabiliriz :)
YanıtlaSilYetiştiren olmak oldukça kıymetli olduğu için bedel gerektiriyor. Teşekkürler, elinize sağlık.
YanıtlaSilHayır ! Lar hayırlıdır.
YanıtlaSil“evet” ler değil “hayır” lar olgunlaştırıyor. :) Kaleminize sağlık çok sıcak samimi 🤍
YanıtlaSilPek çoğumuzun düştüğü yanılgı, büyütmek ile yetiştirmenin anlaşılamaması. Bir çocuğu yetiştirmek, hayata hazırlamak çok kıymetli. Onun iyi bir birey olabilmesi, sorumluluk alabilmesi, daha dirayetli, güçlü durabilmesi, karşılaştığı sorunları çözebilmesi, başkalarının derdini dert edinebilmesi, kendi hayatının kahramanı olabilmesi için yetiştirmek çok önemli.
YanıtlaSil"Ve böylece birileri çocuklarının kahramanı olmayı seçti, birileri ise onların kendi hayatlarının kahramanları olabilmeleri için anda “gıcık:) anne” olmayı tercih etti." ifadesi gerçekten de çok etkileyici. Kaleminize sağlık :)
Küçükken annelerimiz babalarımız kendi hayatlarına baktılar biz onlara ayak uydurduk. Çoğu zamanda kendi başımızın çaresine baktık ne bulduysak onu yedik. Kendi ayaklarımızın üstünde durmayı öğrendik. Şimdi baktığımızda çok şükredecek şeyimiz var...
YanıtlaSilİyi anne baba olmak için bir süreliğine kötü anne baba olmaya razı olmalıyız. Sorumluluk alanlarına girmemeliyiz.
YanıtlaSilÇocuklarımızın kendi sahnesinde kahraman olmalarını destekleyerek aslında gizli kahraman da olabilirmişiz🤗Kaleminize sağlık 👏🏻
YanıtlaSilAnda “gıcık” olmayı göze alanlara selam olsun:) kaleminize sağlık…
YanıtlaSilGerçekten insan anlık tepkilere çok önem veriyor. Aman birinin yüzü düşmesin, biri üzülmesin, beni kötü bilmesin diyerek evetlerin, tamam o zamanların kölesi olduk. Halbuki keramet, gelişim hayır’lardaymış👏🏼
YanıtlaSilGünümüzün kanayan yarasına değinen harika bir yazı olmuş. Anda “ Gıcak Anne” olanlardan olabilmek ümidiyle.
YanıtlaSilAnnemizin söylediklerini ya da yaptıklarını ilk söylediğinde anlayabilseydik ne güzel olurdu. Ben ömür boyu ağlayacağıma sen bir kere ağla bana da çok söylendi çok şükür.
YanıtlaSilAnne olmak, hakkının verebilmek, çocuğunu etrafını değil RAB bimizi razı edebilmeye çaılşmak.
YanıtlaSilMerve Ay- gerçekten her doğan yetişmiyor.. yetiştirme derdinde olmak ne güzel bir annelik 💙
YanıtlaSilÇocuklarımızın her istediğini yapmayı marifet zannettik. Gerçek hayatta her istedikleri Olmayınca hem zorlandılar hem daha çok üzüldüler. Bundan sonra hayatımıza giren insanları yetiştirebilmek duasıyla...
YanıtlaSilanne yetiştiren hazırlayan büyüten.Ne çok hayır duyduk büyürken , sonradan anladık hayır da hayır olduğunu
YanıtlaSilİyi anne olmak, çocuklarımızın nazını çekmek, her dediğine evet demek gibi öyle yerleşmiş ki içimize tereddüt bile etmiyoruz davranışlarımız konusunda. Deneyimsel öğretideki tüm konular hızlıca ezberlerimizi bozuyor. Bu yüzden seviyorum eğitimlerinizi.
YanıtlaSilDilek
Büyüten değil yetiştiren olabilmek, sadece anne olarak değil her bir kimlikte... İnsanı doğru bedele yönlendirerek yetiştirmek onun için yapılabilecek en büyük iyilik...
YanıtlaSilYetiştirmenin önemi ne kadar da güzel anlatılmış.. Hayat insanı yetiştirmek için türlü türlü olaylar ile karşılaştırırken, ebeveynler her defasında kurtarıcı olabiliyor.
YanıtlaSilHalbuki insanın yetiştiren, yaşadığı anlık acılarıydı…
Unutulmamalı ki bu hayatta insanı duyduğu “evet” ler değil “hayır” lar olgunlaştırıyor. Çünkü hayırlardır insanı faydaya mecbur bırakan, marifet kazandıran, bedel ödettiren, olgunlaştıran… Bazen başına gelen olumsuzluklardı sana RAB bini bulduran… Her hayırda bir hayır vardır 🤍
YanıtlaSilAnda gıcık anne olunca toplamda sevilesi oluyor... iyi ki annem böyle yapmış diyorsun dönüp bakınca... Yetiştirenlerden olabilelim inşALLAH.
YanıtlaSilGıcık anne olma pahasına evladını yetiştirmeyi tercih eden ve bu yolda bedel ödeyen tüm annelere teşekkürler ... Çok faydalı bir yazı olmuş ellerinize sağlık
YanıtlaSilDemek yaptıklarım doğruymuş.
YanıtlaSilAilede sürekli elestirilmekten usanmıştım.
Iyilik adı altında yaptığımız yanlışlardan biri daha. Büyütmekle, yetiştirmeyi karıştırıyoruz. Yetiştirmenin önemini ne güzel anlatmışsız emeğinize sağlık.
YanıtlaSilBirlikte Hayata Bakabilmek..
YanıtlaSil