SEN SULAMAYA DEVAM ET

 

Bir insanı, bir süreçte sabırlı yapan şey neydi? Yeni adım attığı bir süreçte yaşadığı onca savrulmalara rağmen onu hedefinde sabit kılan ne olabilirdi? Çok istemesi miydi mesela ya da o hedef her neyse o konuda başarılı olması mıydı? Tüm bu sorular bir süredir Nil’in zihnini meşgul ediyordu. Kendisi çok sevdiği tarih bölümünde ihtisas yapmıştı ve yeni hedefi akademik çalışmalarını genişletmekti; ancak ilgili olduğu bölüm için yeni bir dil öğrenmesi gerekiyordu. “Yeni bir çıraklık başlatmak zorlu olacak…” düşünceleri sarmıştı dört bir yanını ama korkusuna rağmen  o sabah bir dil kursuna kayıt yaptırmak için ön görüşme ayarlamıştı. 

Randevu saatini beklerken, masada bir  dergi dikkatini çekti. Dergi sayfalarını çevirirken diğer adı hint kamışı olan bambu bitkisinin nasıl yetiştiğine dair bir makaleye denk geldi. “Ne özelliği olabilir ki?” diye düşündü ve okumaya başladı. Bambu, daha çok tropikal iklimlerde yetişen bir bitkiydi. Gördüğümüzde sadece bakıp geçtiğimiz bu bitkinin çok farklı bir öyküsü vardı. Toprağa tohumu ekilen bu bitki belli aralıklarla sulanır ve gübrelenir, aradan 1 yıl geçmesine rağmen tohumda herhangi bir değişiklik olmazdı. En azından görünen kısımda bir değişiklik olmuyordu… Tohumu sulama ve gübreleme işlemi ikinci, üçüncü ve dördüncü yılda da devam ediyordu. Bambu bitkisinin adeta “inatçı” denilebilecek tohumu ancak 5 yılda filizleniyordu. Koskoca 5 yıl… Gelgelelim bambu tohumunun 5 yılda filizlenmesinden daha ilginç olan başka bir konu vardı. O da filizlenen bambunun 6 hafta içinde ortalama otuz metre kadar boya ulaşmasıydı. 6 haftada 30 metre boy…



Nil, bambu bitkisinin yetişme sürecinden oldukça etkilenmişti. 5 yıl boyunca suyu ve gübresi verilen ancak 5 yılın sonunda filizlenen bu bitki ona kendi sürecini anımsatmıştı. Çok uzun bir süre emek verilen şey sonucunu yıllar sonra gösteriyordu ve uzun sürede kat edilemeyen yol sadece 6 haftada kat ediliyordu… “Ama nasıl?” dedi Nil ve irdelemeye başladı. Aslında bu hayatın birçok yerinde böyle değil miydi? Meslek sahibi olurken, evlat ya da bir öğrenci yetiştirirken ve hatta diğer bitkileri ve meyveleri yetiştirirken… Önce insan emek veriyor sabırla, başlarda sonuç alamıyor, bekliyor, bekliyor, bekliyor… Eğer ki kişi hedefinde sabitse, hayat onu elemeden o kendini elemiyorsa tıpkı bambu ağacında olduğu gibi 5 yıl sonra da olsa emek verdiği o çıraklığın karşılığını alıyordu… 5 yılda gelinemeyen noktaya 6 haftada gelebilmek… Ama nasıl?..

Nil, hayretler içinde “Bir bambunun yetişmesi ile kişinin hayatı ne kadar benzer olabilirdi ki?” diye içinden geçirdi. “Galiba ben de azar azar suyunu ve gübresini vererek, azı küçümsemeden, sonuca odaklanmadan yeni dil öğrenme sürecimde ilerlemeliyim” dedi. Ve bu stil Nil’in bundan sonra adım attığı yeni süreçlerde uyguladığı bir yöntem haline gelmeye başladı.

Peki, insanoğlu bir bambunun boyuna baktığında daha çok 

  • 5 yıllık bir sulama ve gübreleme sürecine mi odaklanır? 
  • Yoksa; 6 haftada ortalama 30 metre uzamasına mı?.. 

Hangisi insanı motive eder? 

Bir bambu nasıl bir öğretmen olur, merak  edene...

Yorumlar