ÖYKÜ NASIL BAŞLADI?

İçerideki odadan bir ses yükseldi; “Bayram, bayram, bayram o da bitti…” dedi babaannem. Ardından derin bir “Ah!” çekti. Oysaki şekerciye gidip alışveriş yaptığımız daha dün gibiydi. Şekerciye babaannemin dişlerinin kesebileceği şekerleri paketletmiştik. Şekerci babaannem yumuşacık yesin diye içi dolgulu çikolatalar kutuya koymuştu.

Mendil siparişi verenler, kendine bayramlık alanlar, para bozduranlar. Herkes birbirine “Görüşemesek de şimdiden iyi bayramlar!..” diyordu. Bayram sabahı geniş aile bir araya toplandı, ev o kadar kalabalıktı ki neredeyse saymak mümkün değildi. Bayram kahvaltısı, telaşı, sevinci bayramın neşesiydi bunlar…

Bu sevinç, bu heyecan neyin coşkusuydu? Orucun mu? Babaannem “Koskoca bir sakınma ayından çıktık…” dedi. Annem şaşkınlıkla “anne sende de neler var, bizim bilmediklerimizi biliyorsun.” dedi. 

Sakınma ayı neydi? Bir ay boyunca sakındığımız yemek yemek, insan için bir sakınma olduğunda ardından coşkuyla kutlanabilen bir bayram geliyordu... Ardından ekledi babaannem “Biz sadece sunulan fırsatı değerlendirdik.” Düşündüm biran, hayat da mı bize sunulmuş bir fırsattı? Aç kalmak sunulan fırsatı değerlendirmek miydi?..

Sakınma ne kadar derinse ardından gelen coşkununda insana teması o kadar oluyordu…

Peki zaman? Bayram adeta zamanı süslemişti. İnsanın telaş, neşe, heyecan içini kıpırdatıyordu. Bir paket gibi sunulmuştu. Sakınmanın ardından gelen heyecandı bayramlık olan. Çocukları bayramlıkla süslediğimiz gibi heyecan da adeta içimizi süslemişti. Bir ödül sunulmuştu; sakınmanın ödülü... 

Ramazan hayat mıydı? Bayram cennet miydi? Yaşamın bütünü neydi? İnsanoğlunun öyküsü sakınma ile başladı. Nasıl devam etmeliydi?..

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

Sakınmada Ustalık Semineri Nedir?

Başarı Psikolojisi Nedir?

İlişkilerde Ustalık Nedir? 

Kim Kimdir? Semineri

 “İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi; Aynadaki kişi… Tek başına neler yapabileceğini keşfet! ”

Yahya Hamurcu