SENİN KUYUN NEREDE?

 

Kendisini en iyi hissettiği yere çıktı.

Hayır hayır!

Kendisini tek iyi hissettiği yere çıktı; seccadesinin üzerine.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi


Bütün hayatı boyunca kapı kapı dolaşmıştı.  Birkaç dirhem sevgi kırıntısı için el açmıştı ona buna. 

Kim; “haydi” dese, “nereye” diye sormadan çıkmıştı yola. Sırtında en sevdiği sırt çantasıyla. Elinde ciğerlerini küstüren bir izmaritle… 

Yola çıkmıştı çıkmasına da yol nereye varıyordu? İşte bunu kimse bilmiyordu. 

Belki de bundan sebep, bir yere varmayan yolların yarısında yapayalnız kalıyordu. 

Çağıranın kim olduğu önemli değildi. Birilerinin onu çağırmaya değer bulması yeterliydi… 

Yola çıkması için; bundan sonrası hüzünlü bir yarı yolda bırakılış. 

Her yarı yolda bırakılışın geri dönüşü oluyordu. “Bir daha asla görüşmemek üzere” dediği evine dönüşler yaralıyordu onu. 

Yine kimse yolun sonuna kadar yanında kalamamıştı. 

Yine o ıssız yolda yapayalnız bırakılmıştı. 

Verilen sözler unutulmuş, güzel kelimeler israf olmuştu.

 

İnsan kaç defa ihanet eder kendisine?

Bir ömre kaç terk ediliş sığar? 

Sonrası büyük yeminler, kendi kendini teselli edişler.

“Bir daha asla” ile başlayan büyük cümleler. 

Duvarlar kendisine verdiği sözlerin şahitliğinden ağırlaşmıştı. 

 

Doğru yeri bulmak için kaç yanlış kapı çalmak gerekirdi?

Doğru yolu bulmak için kaç yanlış yolculuğa çıkmak…

3 yanlış bir doğru etmiyordu muhakkak ki!

Ama o yanlışları yaparken ödediğimiz doğru bedeller belki… 

Belki de olabilir! Onlardı belki de bugünkü güzel olan her şeyin sebebi.

 

Alnını secdeye koyarken açtı gözlerini! Tüm dünyaya yukarıdan bakar gibi ihtişamlıydı secde.

İşte bak şurası Musa’nın ikiye ayırdığı Kızıldeniz. 

Baksana şurası İbrahim’in putları yıktığı tapınak değil mi?

Her şeyin dışına çıkartan, her şeyi dışarı çıkartan bir secde. 

 

Bir secdeye varmak için, kaç baş kaldırı gerekir insana? 

Ait olduğun yere varmak için kaç kaçış lazım mesela?

Konu varmak mı? Oysaki varmaktan daha güzel değil mi yolda olmak?

Varmayı değil, varma ümidini daha çok sevdi, o. 

Alnını yeniden secdeye koyduğunda bir daha açtı gözlerini. 

Baksana şurası değil mi deve doğuran dağlar! 

Peki ya şu kuyu, Yusuf’un kuyusu değil mi?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi


Ah!

Ömrü bir kuyuda geçmiş bir insan için ne hüzünlü bir hikâye! 

Herkesin bir kuyusu var muhakkak ki bu hayatta. 

Bazı kuyular var dışarıda; sen onun içindesin. 

İşte o Yusuf’un kuyusu. Yusuf kuyunun içinde ama kuyu Yusuf’un içinde değil. 

Bazı kuyular var insanın içinde. Ama o insan kuyunun dışında... 

İşte o kuyular Yusuf’un abilerinin kuyusu. 

 

Herkesin bir kuyusu var bu hayatta. Bazı kuyular dışarıda, bazıları içeride…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

Başarı Psikolojisi Nedir?

İlişkilerde Ustalık Nedir? 

 Kim Kimdir? Semineri


“İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi; Aynadaki kişi… Tek başına neler yapabileceğini keşfet! ”
Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. İnsan en büyük ihaneti kendine ediyordu Rabbi onu ümitle beklerken o kendine zalim oluyordu

    YanıtlaSil
  2. Mürüvvet31 Mayıs, 2025

    İçindeki kuyuyu gerçekle doldurup kuyusunu dışarı çıkaran insan olmak duasıyla...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder