MUTLULUK NEDİR Kİ?
“Buldum!”,
dedi ince sesiyle.
“Ne eksik
buldum!”
“Mutluluk.”
Ağızdan ne kolay
çıkan bir kelime ama eksikliği ne büyük!
“Keşke tüm bunlar yerine kalbimi ısıtan
torunlarım, yolunu gözlediğim evlatlarım olsaydı” ama hepsi de çok uzaktalar
diye iç geçirdi. Eskiden daha gençken
senede bir kez onları görmeye giderdi Amerika’ya. Tabii ki artık yol çok uzun
geliyor. “Hem onlar gelsin artık, ben kocadım” diye düşünüyordu. Ama ‘neeerde’ artık eskisi gibi telefonla
bile görüşmüyorlardı. Bir arada olamayınca konu da kalmıyor ki konuşalım.
‘Nasılsın, iyi misin? İyiyim. Sen nasılsın?’ dan öteye gitmiyor ki paylaşımlar.
Yirmili
yaşlarında biri sorsa en çok korktuğu şeyi herhalde yalnız kalmak olurdu
cevabı.
Ne garip!
Eşinin ani
gidişinden bu yana yalnızdı zaten. Hasan’ın varlığı onu yumuşatır, hayata karşı
daha umutlu hale getirirdi. Olmadık şakalar yapar, ne yapıp eder Leyla’yı
güldürmeyi başarırdı rahmetli.
Ara ara geçmişten
kareler gelirdi gözünün önüne. Kiracısı oldukları evin banyosu bayağı soğuktu.
O yüzden her şey hızlıca yapılmalıydı kışın. Banyo hızlıca yapılıp bitmeli.
Sabunu hızlıca sürtüp kaynar suyu döküverirdi üzerlerine çocukların☺. Sobada bir saat fokur fokur kaynamış su☺. Küçüğü eğlenirdi de büyük huysuz, mutlaka söylenecek şey
bulurdu. Banyonun ardından kışın
hepsinin bir arada vakit geçirdiği oturma odasındaki sobanın yanına
kıvrılırlardı, sıcacık. “İş çoktu ama neşe
vardı”, diye düşündü.
Peki ne değişti o
günlerden bu yana? Neden içi huzursuz ve hüzünlü?
O vakitlerde
elleri dar olurdu genelde ve Hasan’la çocuklar uyuduğunda hayal
kurarlardı.
‘Şöyle bir evimiz
olsa, salonu büyük pencereli, güneş alan, küçük de olsa bahçesi olan…’
Çok değil dört
duvar, o zaman verdikleri kira parasıyla çocukları alıp tatile gittiklerini
hayal ederlerdi. Düşüncesi bile mutlu ederdi.
Oysa şimdi kocaman, denize karşı bir dairede oturuyor ama bırak keyfini
yaşamayı, manzarayı görecek hali yoktu.
Oldum olası
parayı severdi. ‘Bir şey olmak için yaşar insan’, derdi ve çocukları da böyle
okuttular. Yurt dışına gönderdiler. Burslu kazandıkları okullar için konu
komşuya, akrabaya bolca hava atma imkanları dahi oldu, bir dönem. Bu Zeki’nin
mühendislik fakültesini yeni bitirdiği dönemde, daha gitmemişti ama ne
anlatmışlardı. Ne! İçten içe bir küçümseme taşırdı daha az imkanla kalabalık
ailelerde büyümüş insanlara karşı. ‘Aman! Bunlar ne anlar!’, derdi ama şimdi
gel gör ki onlar bir aradalar, ben ise camdan dışarı bakmakla yetiniyorum.
Hayat geçti,
gitti.
Peki neyi daha
doğru yapabilirdik Hasan! Nerede yanıldık?
Yemedik
yedirdik, üç beş kuruş demeden kenara attığımız paralarla çocuklara özel ders
için öğretmenler tuttuk. Fedakarlıklar yaptık. Bir gün hiç unutmam, Hasan
okuldan dönerken benzini bitmiş arabası yolda kalmıştı. E para da yok, utanmış
kimseye çaktırmadan beni aramıştı. ‘Yeter ki evlatlarımız okusun bizim gibi
yokluk çekmesinler!’
Öyle de oldu
ikisi de yüksek mühendis oldular. Biri inşaat diğeri kimya. Okulları dereceyle
bitirdiler. Gideli çok oldu ama gidenler geri gelmedi. Ödenen bedeller, yapılan
fedakarlıklar unutuldu. Anne baba telefonun ucunda bir görüntü olarak kaldı.
Mutluluk ne mevkiymiş
ne kazandığın para ne üstün gördüğün mesleğinmiş dedi…
Mutluluk hayattan
beklediklerinle buldukların arasındaki farkmış.
İnsan nasıl da
yanılıyor. Koca hayatı üzerine kurduğu değerleri ne boş geliyor yirmi sene
sonra. Gerçek olan bu değilmiş demek ki. Yoksa kalbi tatmin, mutmain olurdu değil mi?
Şimdi gençlere bir tavsiye vermesi gerekse, “Hayatı
“başkaları ne der?” diye değil, gerçek anlamda mutlu olmak, gerçek anlamda
paylaşmak, ihtiyaç gidermek, anlamak için yaşardım ve buna harcardım vaktimi…” derdi.
“Doğru yere emek verip, doğru yerden bekleyen
insanların bulduğu şeyin adı MUTLULUK tur” derdi...
En çok aradığımız, en çok karıştırdığımız, en çok ertelediğimiz ve en büyük ihtiyacımız. Yazanın eline sağlık
YanıtlaSilDoğru yere bedel ve doğru yerden olan beklenti ve karşılığı Mutluluk🥰
YanıtlaSilÇok güzel ifade edilmiş🌸
“Doğru yere emek verip, doğru yerden bekleyen insanların bulduğu şeyin adı MUTLULUK tur” derdi... teşekkürler kaleminize, yüreğinize sağlık:))
YanıtlaSilOkurken içimi sızlatan bir yazı. Mutluluğun tanımı nasıl güzel ifade edilmiş gerçek bir şekilde.
YanıtlaSilDoğru yere emek verip doğru yerden bekleyenlerden oluruz inşallah:)
YanıtlaSilNe güzel bir hatırlatma, yazara teşekkürler:)
Kaleminize sağlık Çok güzel bir makale Çok güzel bir konuya dikkat çekilmiş . Özellikle şu dönemde insanların mutluluğu tamamen somutta araması ve hepsinin mutsuz gezmesi çok acı.
YanıtlaSilKaleminize saglık. .
YanıtlaSilGerçek mutluluğun bize ne olduğunu hatırlatan bir yazı olmuş...emeğinize yüreğinize sağlık❤️
Hayriye akgül
YanıtlaSilMutluluk umduğum ile bulduğum arasındaki şeyler beklentiye girmeden bedel ödeyerek mutlu olabilmek emeklerinize sağlık çok güzel bir yazi
Doğru yere bedel ödeyebilmek. İnşAllah
YanıtlaSilMutluluk; umduğunla bulduğun arasındaki fark . Kaleminize sağlık 🌺
YanıtlaSilHerkes mutlu olmak ister, ama formülünü bilemez. Çok iyi geldi bu yazıı. Teşekkürler☘️
YanıtlaSilZamanı kaliteli yaşamak için, olmayanı oldurmaya değil, olanın kiymetini bilip, sukurletimizi
YanıtlaSilÖmrümüz hep kaçan trenin arkasından bakmakla geçti 🥺 virâneler ve figâneler dünyası..
SilElimizde olanlara şükür etmek yerine olmayanları oldurmaya çalışinca hayatı anlamadan yaşayıp gidiyoruz. Oysa herkese tayin edilmiş bir rızık var zaten.
YanıtlaSilGidenleri geri getirir mi bilmem ama en azından hatamızı anladığımizda bir özür borçluyuz...Hem kendimizden, hemde niyetimiz iyi olmasina ragmen yetistiremedigimiz kişilerden. Çok anlamlı bir yazi.
Emeginize bereket...
Mutluluk hayattan beklediklerinle buldukların arasındaki farkmış. .. Ne sade anlaşılabilir bir tanım
YanıtlaSilYazılarınız gerçekten ders niteliğinde. Okudukça insan bir şeyler fark ediyor. Elinize emeğinize sağlık....
YanıtlaSilMerve Aydınlar..
YanıtlaSilgerçeği arayan ama o sırada oyalanıp duran insan.. yaptıkça yapası gelen ve asla mutlu olamayan insan
Keşke demektense sonuç değerlendirme yaparak deneyim elde etmek pişmanlığı engeller. Birlikte olunan zamanların ne kadar değerli olduğunu hatırlattınız teşekkür ederim.
YanıtlaSilİnsan ne acı ki bazı şeylerin farkına yaşlanınca varıyor. Gençken neden bunları fark edemedik? Zannederim hayatın telaşından ,koşturmasından bir durup düşünmedik. Eğer düşünüp deşifre edebilsek belki de bu hataları yapmayacaktık.
YanıtlaSilKeşkelerimizin az olduğu bir yaşam nasip olsun bizlere inşAllah …
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 👏🏻
İnsan zannediyor ki hayatımdaki eksik imkanlar tamamlanınca mutlu olacağım. İlişkileri yoksa ne meslek, ne para, ne bilgi mutluluk vermiyor çünkü bunlar ilişki var olduktan sonra değer kazanıyor...
YanıtlaSilMutluluk ne kadar içten anlatılmış. İnsan sahip oldukça mutlu olacağını zanneder. Halbuki istediği şeylere sahip olanlara bir baksa öyle olmadığını görür. Keşke bilebilsek... Keşke duyabilssk... Keşke duyduğumuzu anlayabilsek...
YanıtlaSilİnsan mutluluğu ne kadar da ulaşılmaz bir şey zannediyor... Ah bir ulaşsam ona derken aslında kendi mutsuzluğuna yürüyor... Kovaladıkça kaçıyormuş gibi geliyor... Gerçek mutluluğa doğru bedellerle ulaşmak dileğiyle...
YanıtlaSilNasıl garip bir ilüzyon karşılığı sana verilmeyecek olanı istemek
YanıtlaSilİnsanlar mutluluğu cok uzakta aradılar halbuki mutluluk insanın içinde ve sadece kendisinden beklentisindedir. Bir kelebek gördüğünde mutlu olabiliyorsan, sana anlattığını farkettiysen hayatın anlamını yakalamışsın demektir.
YanıtlaSil