65 SANİYE
06.02.2024 Soğuk bir kış günü…
Camları buğulanmış mutfağın köşesindeki meşe ağacından emektar masanın etrafına tüm kuzenler toplanmıştı. Herkes aynı anda konuşuyor ve nasıl olduğunu hala çözememiş olsa da herkes de birbirini anlıyordu.
Kuzen buluşmalarını iple çekerdi Gizem. Biraz geyik muhabbeti kafasını dağıtmasına yardımcı olurdu. Ancak o akşam duvara asılı televizyona takıldı gözü… Yıkık dökük evler. Yerle bir olmuş şehirler. Enkaz altından kurtulanlarla röportaj yapıyordu muhabir.
Geçen sene bugün… 6 Şubat 2023...
Sevdanın seslenmesiyle irkildi;
- - Çayın diyorum, buz gibi olmuş. Ne o? Daldın gittin? Ne düşünüyorsun kuzum?
Sevda’nın aslında cevabını merak ettiği bir soru değildi bu. Yine de mırıldandı Gizem.
- Geçen sene olan depremi düşünüyordum. Tam bir yıl oldu. Birkaç saniye içinde hayatlar nasıl değişti.
Çocuk yaşta anne olmak zorunda kalan ablalar, bir gecede baba olmayı öğrenmek zorunda kalan ağabeyler, eşlerini o geceden sonra bir daha arayıp sormayan kocalar. Bir gecede üzerine perde çekiliveren husumetler. Kaybolan bebekler… Velisi öğretmeni olmuş ağzı daha süt kokan yavrular. Çok varlıklı iken her şeyini kaybeden insanlar. Enkazın altında birbirleri ile helalleşenler. Evlatlarını gömüp torunlarına ebeveynlik yapmaya başlayan dedeler, nineler.
‘’Evet ya, bir sene ne kadar da çabuk geçti değil mi’’ dedi Sevda tazelediği çayı Gizemin önüne koyarken.
Üç yüz altmış beş gün…
Altmış beş saniye…
Hangisi daha kısa?
Kardeşini pazarda kaybettiği o beş dakikayı hatırladı. Hiç bitmeyen üç yüz saniye. Zabıtalar kolundan tutup getirdiklerindeki sarılmasını unutamıyordu. Durumu bilmeyen yıllarca ayrı düşmüş iki kardeş pazarda karşılaşmışlar zannedebilirdi.
Babası kalp krizi geçirdiğinde ambulansın gelmesi saatler sürmüş gibi hissetmişti. Sadece on dakika da kapıdaydı.
Depremden bir süre sonra ağabeyleri ile bölgeye gidip şahit olmuştu Gizem. Gezdiği hastanelerde, yıkık evlerin önünde ne hayat hikâyeleri dinlemişti. Hala irtibatta oluğu, takip ettiği insanlar vardı. Gizem’e şifa olmuştu bu ziyaretler.
Arabası olmadığı için yürümekten şikâyet etmekten vazgeçmişti mesela.
Annesi ile yaptığı saçma sapan tartışmalardan utanır olmuştu.
Maaşı hakkında söylenmeyi bırakmıştı.
Kardeşi ile tartıştığı zamanlar küsmek yerine orta yolu bulmaya çalışır olmuştu.
İyi bir abla, iyi bir evlat, iyi bir torun, çalışan olmak için kolları sıvamıştı.
Altmış Beş Saniye… Öğrenmek isteyene neler neler öğretir de altmış beş yıllık ömür heba olur gider.
Bir gün bir şey olur, adına doğal afet, deprem, sel, savaş, yüzyılın olayı ne derseniz diyebilirsiniz. Birileri bir şey öğrenir, birileri hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eder.
Öyleleri de vardır ki o olay başına gelmemiş olsa da öğrenir…
Bazıları da vardır ki bizzat yaşamış olsa da öğrenemez…
‘’Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az’’ diye boşuna dememişler.
Evimiz, ocağımız yıkılmadan, çocuklarımız yetim, öksüz kalmadan öğrenebilenlerden olmak dileği ile… Küçük bir hatırlatma; bunu yapmak için biraz acele etsek iyi olur…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?
Birileri bir şey öğrenir, birileri hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eder.
YanıtlaSilÖyleleri de vardır ki o olay başına gelmemiş olsa da öğrenir…
Bazıları da vardır ki bizzat yaşamış olsa da öğrenemez…
Ne güzel özetlemiş şimdiki halimizi
Her olaydan ders çıkarabilmek, ertelemeden hemen başlamak…
YanıtlaSilAnlamak isteyene çok mesaj var. Algılayan varsa mesaj anlamlı, yoksa sadece tarih...
YanıtlaSilÇok güzel özetlenmiş günümüz.. Yazanın kalemine sağlık
YanıtlaSilBaşına gelmeden öğrenebilmenin kıymeti… Ertlememek gerekir, neyin ne zaman başımıza geleceğini bilemeyiz. Sıkıntı ettiklerimizi ve şükürlerimizi baştan düşünmek lazım. Kaleminize sağlık…
YanıtlaSilAnda verdiğimiz tepki ile sonrasını dizayn eder insan. Doğru tepki verebilmek ne kadar kıymetli vakit varken.
YanıtlaSilDaha başına gelmeden, ya da acıyı kendisi yaşamışcasına hisseden olmak çok kıymetli...
YanıtlaSilBazen 65 yıllık bir ömür nasıl geçti anlamadık deriz, bazen de 65 saniye geçmek bilmedi bir ömür gibi deriz… özüne baktığında hepsi geçer… geçen süreçte ne yaptın? Her günün bir önce ki günden farklı mıydı? Daha mi iyiydi, daha mı kötü…?
YanıtlaSilHerkesin gerçek yüzünün ortaya çıkması uzun sürmedi. Kimisi canla başla yardım ederken, kimileri yağmaladı dükkanları. Öyle bir 65 saniye geçti ki iyi bildiklerimiz kötü kötü bildiklerimizin iyi olduğunu öğreten bir 65 saniye geçti ömürden.
YanıtlaSilKaleminize sağlık
"Öğrenmek isteyene neler neler öğretir de altmış beş yıllık ömür heba olur gider." Öğrenmek isteyene gözünün gördüğü, kulağının duyduğu her şey bir ders olarak verilmiş. Ne büyük nimet... Öğrenenlerden olmak dileğiyle...
YanıtlaSilMerhaba bizzat K. Maraş'ta o geceyi yaşayan ve anne olarak ne yapacağını bilememek ve sonrasında süreçte çaresizlik bir anda yine o geceye gittim. Rabbim kimselere yaşatmasın doğru güzel özetlemiş. Rabbim herzaman ders çıkarabilmeyi nasip etsin iyilerle karşılaştırsın.
YanıtlaSilBir gün bir şey olur birileri bir şey öğrenir hayatı değişir.. Birileri ise hayatına hiç bir şey olmamış gibi devam eder.. İşte şimdi şu an.. Başka an yok.. Şimdi değilse ne zaman?
YanıtlaSilKeyifli anlar saniye kötü anlar günler gelir… En kıymetli olan zamanı güzel anlatan bir yazı olmuş
YanıtlaSilYazanın kalemine sağlık ne güzel anlatmış.. Günümüz gerçekleri..
YanıtlaSil65 saniye. Bazı insanlar o 65 saniye ile hayatını toparlar. bazılarıda 65 yılını boşa hacar. Yeterki insan karşılaştığı olaylardan ders çıkarabilsin. Elinize sağlık
YanıtlaSilInsALLAH başımıza gelmeden öğrenenlerden olalım... Herkese sabırlar dilerim. Ateş düştüğü yeri yakıyor....
YanıtlaSilToplum olarak erteleme huyumuz çok maalesef o yüzden son cümle çok yerinde olmuş.
YanıtlaSilBaşımıza gelmeden başkalarının yaşadıklarından da ders çıkartıp öğrenebilenlerden olalım ✅
YanıtlaSilDemekki zaman mefhumu yere ve olaya göre nasıl da anlam değiştiriyor…
YanıtlaSilZaman herkes için, her durum için ne kadar da farklı olabiliyor. Bazısı koca bir yılı bir nebze iyileşmeden geçirirken, bir diğeri göz açıp kapanır denir ya, öyle bir anda ne de çok şey öğrenebiliyor. Sağolun.
YanıtlaSilOlay başına gelmemiş olsa da öğrenenlerden olmak ümidiyle... Kaleminize sağlık....
YanıtlaSilÖğrenebilmek... insanın kendini geliştirebilmesi, her gün daha iyiye gidebilmesi için ne kadar da önemli.
YanıtlaSilÖğrenmek, anlamak, insan olduğunu bilmen için her şeyi yaşaman gerekmiyor. Başkalarının başına gelenden de öğrenebilir. Başkasının acısından da insan olduğunu hatırlayabilir insan. Çok anlamlı emeğinize sağlık☘️
YanıtlaSilAdaletli aktarabilmem için adaletli algılamam gerekir Bunun için de temiz ortamlarda bulunup temiz şeyler algılamalıyım
YanıtlaSil:((
YanıtlaSilKeşke ilk söylenenler ilk söylediklerinde anlaşılabilmesi...
YanıtlaSilzor zamanlar
YanıtlaSilHer olaya herkes kalbinde yeşerttiği beslediği şeye göre tepki veriyor hakikaten. Bugün denk geldiğim ayette de “Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.” diyordu. Bu yazı bu ayeti hatırlattı.
YanıtlaSilDüşününce ne kadar anlamlı olduğunu anladığımız farkındalık uyandıran bir yazı... kaleminize sağlık..
YanıtlaSilRabbim her anın kıymetini bilenlerden eylesin, musibet gelmeden gerçeği görenlerden olalım inşALLAH.
YanıtlaSilBaskıya uğramadan önce kendimizi nasıl geliştirdik? Ne kadar deneyim transfer yapabildik?..
YanıtlaSilYaşamadan öğrenebilmek için hayatın ölümün anlamını algılayabilmek. O 65 saniye hepimizin şahitliği düşünüldüğünde çok anlamlı büyük bir mesaj.
YanıtlaSilBir insan 65 saniyenin ne olduğunu düşünerek 365 gününü hatta bir ömrünü yeniden, yeniden, yeniden dizayn edebilir mi?
YanıtlaSilRabbim gerçeği görenlerden eylesin. İnsan unutkan bir varlık başına gelen musibetleri çabuk unutabiliyor. Rabbim gerçeği hatırında tutup uygulayanlardan eylesin 🤲🏻
YanıtlaSilbu depremi yaşayan bu zorluklara birebir şahit olan olarak tek söyleyeceğim ne kadar gerçeklere yakınsan o kadar çözüm marifetin var. zordu çok zordu sadece bilenin şikayet etmediği bir gündü . ne değiştirdi derseniz eğitimler şikayetimi azaltmıştı ama ihtiyaç gidermek nedir öğrendim şikayetimi dahada azalttım. ihtiyaç gider ihtiyacın giderilsin . Allah doğru cevap vermeyi gerçek ihtiyacı kalibre etmeyi ve gidermeyi nasip eder inşALLAH
YanıtlaSilİnsan ne kadar çok kendine güvenir oldu…
YanıtlaSilSanki uzun yıllar , …
uzun saatler, …
uzun dakikalar … şu anki anını yaşıcakmış gibi.
Ne kadar çabuk unutuyoruz geçiciliğimizi…
🌸🌸🌸🌸
65 saniye ne hayatları sildi gitti, ne hayatları değiştirdi, ne hayatlara da dönüşüm oldu, müthiş bir deneyim transferi oldu. Hakikaten bin nasihat bir musibete bedel oldu. Bizler de bu felaketleri yaşamadan öğrenen, toparlanan, marifetlenen güçlü insanlardan olmak gerçeğiyle yüzleştik.
YanıtlaSilBaskıdan önce kendimizi ne kadar geliştirebildik?..
YanıtlaSilİnsanoğlu kaybederken de kazanır. Önemli olan o baskıda doğru tepki verebilmek. Doğru tepki verenler sınavını geçmişlerdir. Ama depremin içinde olmayıp uzaktan mudahil olanlar da umarım sınavını vermişlerdir. Unuttuğumuz sürece vefasızlaşmaya başlarız ALLAH korusun. Ellerinize sağlık. Böyle önemli günleri daima hatırlatmak dileği ile.
YanıtlaSilBazıları için çok kısa bir zaman ,bazıları için sonu gelmeyecekmiş gibi olan
YanıtlaSilBazılarının yaşadığı halde görmediği bazılarının yaşamadığı halde anladığı
bir durumdu. O sahnede hepimize bakıldı. Biz neler yaptık neler anladık. Mesele bu olsa gerek
Üstünden daha bir yıl geçmesine rağmen ne kadarda unuttumuşuz. Ama yetimler hala yetim. Hala kimse eski düzenini sağlayamadı. Hala sıkıntılar devam ediyor. Biz ise gündemimizden çoktan çıkarttık .
YanıtlaSilHayat bize öğretecekti de biz öğrenmeye ne zaman başladık? Zorla mı öğretti yoksa biz zaten öne çekmiş miydik? Ne kıymetli bunu bilmek...
YanıtlaSilİnsanoğlu malesef başına bir olumsuzluk gelmeden tedbir almıyor. Çünkü herkes günü kurtarmak derdinde. Neyi neden yapıyorum? Diye düşünmüyor...
YanıtlaSilne güzel anlatılmış zamanın ne kadar kıymetli olduğunu ve bu zamanda sevdiklerimizin değerini bilmenin önemini
YanıtlaSilZaman her zaman aynı uzunlukta değil maalesef. Yaşarken uzun, unuturken çok kısa...
YanıtlaSilAteş düştüğü yeri yakar derler hep. Çünkü kendi başımıza gelmeden başkasını anlamıyoruz malesef. Ne mutlu başkasının derdini kendine derd edine bilene.
YanıtlaSil