YENİ BİR BAŞLANGIÇ

 

Yeni bir başlangıç

Her güne “Yeni Bir Başlangıç” diye bakardı, Aslı. Dünden aldığı deneyimlerle yeni bir güne uyanmak onu oldum olası heyecanlandırırdı. Sabahları kolay kolay ayılamayan tiplerden değildi. Uyanır uyanmaz ilk işi salonun perdelerini açmak olurdu. Üç cephesi de güneş alan evin salonu öğlenden sonra güneş ışıkları ile dolardı. Güneş o kadar etkiliydi ki koltukları zarar görmesin diye güneşlik yaptırmıştı. Çiçekleri için açardı o zamana kadar. Tüm canlılar gibi onlar da canlansın, güneşten nasibini alsınlar diye. 

Evi merkezi bir yerde, cadde üzerindeydi. Kiralamak için ev ev dolaştıklarında buraya bayılmıştı. Yıllardır, giriş katında karanlık bir evde oturduktan sonra hiç tereddüt etmemişti burayı tutarken. Başlarda caddenin bitmek bilmeyen gürültüsü onu çok zorlamıştı ama zamanla alışmıştı. Ayrıca karnındaki minik hareketlilikten dolayı, son zamanlarda dikkatini başka yerlere de pek veremez olmuştu. Dokuz ay, uzun gibi görünen süreç artık bitmek üzereydi. Yaşadığı fiziksel ve ruhsal değişiklikler onu ne kadar zorlasa da karnındaki mucize bu süreçte ona güç veriyordu.  Hani derler ya kapı gıcırtısına oynar diye, Aslı da reklamlara ağlar olmuştu. Değişen sadece duygu durumu değildi.  Hayatının hiçbir döneminde bu kadar yediğini hatırlamıyordu.


Mucize

MUCİZE

Bir canın dünyaya gelmesi zaten başlı başına bir mucize iken...  Bir de bu süreçten öğrendikleri inanılmazdı. Kendini yeniden tanıdığı bir dokuz ay… Yıllardır 36 beden de kalabilmek için yediğine içtiğine dikkat eden, spor yapan biriydi. 1 kg aldığında suratı düşen, tüm ev halkını diyet yemeklerine mahkûm bırakan kız gitmiş bambaşka bir Aslı gelmişti.

Uykusuzluğa dayanamayan ve bu zamana kadar kimse için bu kadar uykusuz kalmayan bir insanın uykusuz geçen gecelere, mide bulantılarına ve sırt ağrılarına sabredebilmesine inanamıyordu. Ne kadar zorlansa da “Her şey için çok şükür!” diyordu.

Pazarda iki torba taşımaya erinip hamal tutan Aslı, karnında 15 kg ile dolaşıyor, hiçbir kıyafetinin içine giremediği için tüm günü eşofmanla geçiriyor ve buna hiç takılmıyordu. Onu ona bıraksalar tercih edeceği bir durum asla değildi. “Bir canın dünyaya gelmesine vesile olmak ne kadar kıymetliymiş meğerse.” O güne kadar hayatında hiç karşılaşmadığı şeylere şahitlik ediyordu. Dokuz aydır her gün kısa kısa notlar alıyordu, bu süreçte yaşadığı ve fark ettiği şeyler ile ilgili.  O gece yatmadan önce yine eline kalemini aldı ve yazmaya başladı;

“Bir kadının hamile kalması, bebeğin oluşması sonra doğumun gerçekleşmesi… Ayın ikiye yarılmasından daha az mı heyecan vericiydi?

Ya da bir ıhlamur ağacının mis gibi kokular yayması dağın deve doğurması kadar mucizevi bir olay değil miydi ki?

Ya da güneşin her sabah doğması yetmiyor muydu insana delil olarak?

İnsan hayatında süregelen, tekrarlayan durumları çok rahat normalleştirebiliyormuş…”

Öyle de değil midir? Olağan olan, hayranlık duyulması gereken şeyken, insan gözünün önündeki mucizeyi nasıl da normalleştirebiliyormuş. Üstelik merak eden, görebilen gözler için sayısız mucizeler varken etrafında…

·         Nefes almak…

·         Yeni bir güne sağlıklı uyanmak…

·         Kalbinin atması…

·         Kanın damarlarında dolaşması…

·         O bebeğin sağlıklı doğması…

·         Çiçeklerin açması…

·         O ağacın kuru bir odun parçasından yeşerip çiçeklenmesi, meyve vermesi ve her sene aynısını tekrar etmesi…

·         Kuşların uçması…

ŞÜKÜR

İnsan ona verilenlere şükrettikçe, şükredecek sebepleri de artıyor.  Ama nedense biz  her şeyi çok çabuk  normalleştirebiliyoruz.

Burnumuzla nefes alabilmenin kıymetini anlamamız için tıkanması mı gerekiyor?

Her gün nefes aldığımız ve sağlıklı uyandığımız için anlasak olmaz mı? 

O gün gözlüğümüzü evde unuttuğumuzda geriliriz. Görmenin ne kadar kıymetli olduğunu gözlük kullanmadan önce anlasak olmaz mı?

Bize verilenlere şükretmek için elimizden alınmasını beklemeden şükretsek olmaz mı?  

Dişlerimizi çürümeden, onlara iyi baksak mesela?

Hastanelerde şükretmeyen insan görmek zordur. Keşke sağlığımızın kıymetini kaybetmeden bilsek, yediğimize içtiğimize öncesinden dikkat etsek…

Her gün, “Yeni bir başlangıç” ise…

Bu gün sahip olamadıklarımız için şikâyet etmek yerine, elimizde olanları kaybetmeden şükredebilmenin ne kadar önemli olduğunun farkına varabilsek… Güzel olmaz mı?


Yorumlar

  1. Sukur olmayinca sikayet oluyor... Şükür kere şükür.... Elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. ""Bu gün sahip olamadıklarımız için şikâyet etmek yerine, elimizde olanları kaybetmeden şükredebilmenin ne kadar önemli olduğunun farkına varabilsek… Güzel olmaz mı?"
    Ne kadarda güzel olur.:))
    Bu yazının dün akşam bu konu ile ilgili yaşadım bir olay üzerine denk gelmesi tesadüf olamaz herhalde.
    Şikâyet etmekten vazgeçtiğimiz şükrümüzün arttığı bir ömrümüz olur inşallah.

    YanıtlaSil
  3. İnsanın şükrüne en büyük engel, nimeti normalleştirme…

    O yüzden eksiklik de rahmet aslında… unuttuğunu hatırlaması için…

    YanıtlaSil
  4. Çiğdem Afacan09 Nisan, 2024

    Şükretmek kadar insana iyi gelen başka ne olabilir ki?
    Şükür doğurur şükredilecek olan başka iyilikleri
    Şükür yoksa şikayet vardır insanın hayatında ve şikayet de doğurur başka şikayet edilecek olanları
    İnsan kendine kıymet verse başına gelen her şeye binlerce kere şükrederdi
    Şükür ALLAH ım verdiklerine,bin şükür ALLAH ım vermediklerine.

    YanıtlaSil
  5. Ayşegül Ulu09 Nisan, 2024

    Hayatında Şükrü olmayan insan zıttında şikayeti çok oluyor, şikayette insanı mutsuzluğa sürüklüyor. Şükreden insan şükrettikçe şükredecek sebepleri artıyor.Şükrümüz her artsın inşallah.

    YanıtlaSil
  6. Mürüvvet09 Nisan, 2024

    Mucize gözümüzün önünde ve her gün gerçekleşiyor, her an gerçekleşiyor. Nefes almak ve sonra vermek... akciğerlerin, kalp atımının, kan dolaşımının bunlara uyumlu olması insana normal gelen ama çok şükredilmesi gereken mucizelerden biri...

    YanıtlaSil
  7. Bir kaç gündür gözlerimde bi iltihaplanma oldu ilk 3 gün ağrılı ve sancılı geçti... Sonrasında baktım ki bir akşam üzeri gözlerim ağrımıyor, sızı da yok... rahatça açıp kapatıyorum bir hafif geldi ki bana anlatamam... Meğer gözlerimizi rahatça açıp kapatmamız sağa sola evirip çevirmemiz ki gün içi bir düşünün en çok yaptığımız şey bu, ne büyük nimetmiş, şükürler olsun o ağrıya da sonrasına da... Rabbimiz verdiğin nimetlerden hangi birini inkar edebilirz...

    YanıtlaSil
  8. Allahverdiyeva Xumar09 Nisan, 2024

    Gerçekten ne kadar gerçeğe, verilene kördür insan. Şükür edeyeceğimiz o kadar şey olmasına rağmen. Olmayan şeye takılıp elimizdekinin de farkına varamıyoruz. Zaten ALLAHın vermeyip bizi koruduğu şeyler de Şükretmeye layiq. Bir şeyi zorla isteyip ona ulaşınca hiç de hayrına olmadığını görünce anlıyor insan. Verilen de verilmeyen de Şükür. İkisi de hayrımaymış ama ben farkında değilmişim. Çok güzel hatırlatma oldu emeğinize sağlık. Çok Şükür 🤲🏻🥰

    YanıtlaSil
  9. Çok şükür 🤲🏻🤍

    YanıtlaSil
  10. Her yeni gün yeni bir başlangıç, yeni bir öykü, bir mucize, yeni bir fırsatsa eğer; güne Rabbimize şükrederek başlamak bize kazanç sağlar ve kalbimize iyi gelir. Siz ne dersiniz?)

    YanıtlaSil
  11. Şükretmek nankör olmamak insanı bir üst levela taşıyan değil midir? Her yasananda sukur edebilmek olan da olmayan da. Şükrü kabul edilenlerden olalım.

    YanıtlaSil
  12. Şükür ne kadar önemli. Her şeyin ilacı. vesvesenin, şikayetin, nankörlüğün gibi gibi... Haydi bu yazıda ki gibi yeni bir başlangıç yapalım. Her yeni güne şükrederek başlayalım. Kaleminize sağlık. Çok kıymetli bir anahtar....

    YanıtlaSil
  13. ZEYNEP ŞAKAR14 Nisan, 2024

    Şükür mutluluğun anahtarı gibi.. Her başımıza gelen de şükredebilecek bir şey bulmak gerçekten inanmakla ilgili... İnsan inanırsa şükredebilecek bir çok şey olduğuna o zaman gerçekten mutlu olmayı hak ediyor... Verilen her şey nimetken şükretmek en güzel nimet.. Onun bize değil bizim ona ihtiyacımız var. Şükretmeye ve mutlu olmaya..

    YanıtlaSil
  14. Her nimet insana bir şükür sebebi...düşünebilene ...hatta bir normalleştirilmiş mucize zincirleri...

    YanıtlaSil
  15. hayatımızda karşılaştıklarımız, ilişkide olduklarımız bize verilenler ve verilmeyenler için şükürler olsun.

    YanıtlaSil
  16. Normallestirmek herşeyi öyle tehlikeli bir durum ki... hep alacaklı gibi olma hali yaratıcıdan...Sanki hep vermek zorundaymış gibi..İnsanın beklentisini yükseltmesi de bu tehlikeli durum içerisinde.Saglik veriyor şükür etmiyorsun , bir gün hasta olsan feryad figan...Bu şükrü de ancak ve ancak açık bilinç ile yapabiliriz her an o derinlik altısında olarak...

    YanıtlaSil
  17. Güner Tozkoparan14 Nisan, 2024

    İnsan elindekilere hep sahip olması gerekiyormuş gibi normalleştiriyor. Kaybedince değerini anlıyor. Sizin de değiniz gibi kaybetmeden şükredebilenlerden olabilmeyi diliyorum.

    YanıtlaSil
  18. Başkslarının lindekileri göremeyen

    YanıtlaSil
  19. Leyla Sözüer15 Nisan, 2024

    Başkalarının imkan avantajına bakmaktan elindekileri göremeyen ve şükredemeyen o kadar çok insan var ki mutsuz.

    YanıtlaSil
  20. güzel olmaz mı 🙃 ne güzel olur hem de 🤲🤲🤲

    YanıtlaSil
  21. Şükretmek insanın şifası. Her an her verilene, her verilmeyene şükredebilmek ne güzel bir tepki.
    Bol şükürlü olabilenlerden eylesin Rabbimiz bizleri.

    Emeklerinize kaleminize sağlık 👏🏻

    YanıtlaSil
  22. İnsan hep bir mucize bekliyor. Halbuki o kadar çok normalleştirdiği mucize var ki, baharda açan çiçek, kapanan yara, büyüyen o bebek… her şey mucize, ama bakıp görebilene…

    YanıtlaSil
  23. Teşekkürü olmayan insanın şükrü olmaz
    Bir insanın şükrü yoksa mutlaka şikayeti vardır

    YanıtlaSil
  24. Merve Ay.. şükür edebilmek de bir ikram aslında.. bunca nimet varken şükretmeyi düşünememek.. kurumuş bir dal gibi.. kaybolup giden.. şükür hayatı diri tutmanın yolu.. çok şükür verdiğin her nimete ALLAH ım.. elinize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  25. Tülin Yalçın03 Mayıs, 2024

    Şükür nimeti çoğaltır, şikayet ise dertleri...

    YanıtlaSil
  26. İsteklerimiz olunca yada bir sıkıntıdan kurtulunca şükrediyoruz. İsteklerimiz olmadan o sıkıntıyla karşılaşmadan şükretmek Rabbimizin bizden istediği aslında...

    YanıtlaSil
  27. Keşke, normalleştirmeden yaşamayı öğrenebilsek , daha çok şükredebilsek🤗

    YanıtlaSil
  28. Seda Gürsoy21 Mayıs, 2024

    Bakış açısı değiştiğinde insanın karşılaştığı olaylar da değişmeye başlıyor. Şükrü arttırınca şükredecek sebepler de artıyor hayatta🌸

    YanıtlaSil
  29. Bu makaleden sonra her şeye yeniden bir başka gözle bakmaya başlamaya vesile oldunuz. ilişkilerime, hayatıma.. Teşekkür ederim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar