Bulunduğu yeri güzelleştiren kimdir?
Gittiği yere huzur veren...
Yaptığı yemeği keyifle yapan...
Yaşadığı şehri yaşanılır kılan...
Balkonunda nefes alınan...
O ne iş yapıyorsa ona heveslendirenler...
Yüzündeki kusur denileni bile güzel gösteren...
Kimseye yakışmıyor ama ona bir hava katmış denilen...
İnsanlar aynı apartmanda aynı büyüklükte benzer koşullardaki dairelerde yaşarlar. Oysa her bir evin dokusu, ışığı, yansıması birbirinden farklıdır.
Evi güzelleştiren, ona verilen emektir. O emeği elde ederken verilen çabadır. Öyle ya “gitse de bir rahat sohbet etsek” denilenle “bu kıza da doyum olmuyor” denilen kişilerin yaşantıları illaki birbirinden farklıdır.
Güzelleştirmek için güzel olmak gerekir. İyileştirmek için iyi olmak gerekir. Mutluluk vermek için mutlu, huzurlu hissettirmek için de huzura çoktan sahip olmak... Kimse kendi dikmediği ağacın meyvesiyle hayır yapamaz.
İnsan ulaşmak istediğine çoktan sahip olanları çekici görür, onlara kıymet verir. Hayat elde etmek istediklerini ellerine tutanlara yöneltir insanı.
O halde neyle şikayet ediyorsa insan önce bundan uzaklaşmalı, sonra görmeli kendisine verilen güzelliği...
Güzelliği gördükçe daha da arttığını fark etmeli...
Kabına sığmayan bu hoşluk da başkalarına yayılmalı. Böylece güzel güzelle, iyi de iyiyle buluşmalı...
Yorumlar
Yorum Gönder