MUTLULUK BALONCUKTA

MUTLULUK BALONCUKTA

Mutlu insanların ortak özellikleri “ isimli bir yazı gözüme ilişti geçenlerde. Yazıda on, onbeş tane madde sıralamışlar. Bu tip yazıları okuyunca insan içinden “tabii canım demesi kolay” diyor. Bir de fotoğraf koymuşlar yazının başına. Derme çatma bir evin bahçesinde, kırık dökük bir at arabasının önünde, kendisi de arkasındaki bu saydıklarım kadar yıpranmış, otuz iki dişiyle gülen bir adam ama gözlerinin için gülüyor gerçekten. Sanki bir mutluluk abidesi.

Ne kadar da basmakalıp!

Aynı hafta bir akşamüstü, elimde market poşetleri, kafamda nasıl içinden çıkacağımı bilemediğim bir dolu mesele eve dönüyorum. Nasıl olacak bu işler? Bu ev, bu aile, bu kardeş, bu bacı ile nasıl olacak? Bir nevi aza koysan dolmaz, çoğa koysan almaz durumları zihnimde dolaşırken, başımda aniden hissettiğim ıslaklıkla irkildim. Bir hışımla kafamı yukarı kaldırdığımda gördüğüm manzara tüm gerginliğimi almaya yetti. Havada uçuşan on yüz milyon baloncuk, içinde bulunduğum ruh halinden beni çıkarıp çocukluğuma götürdü. Havada uçuşurken, ışık vurdukça renkten renge dönen baloncuklar öyle güzellerdi ki. Çocukluğumuzda bir oyuncak vardı ya sabunlu suya daldırıyorsun ve üflediğinde baloncuklar çıkıyor, ondan bahsediyorum. Üflemekten kıpkırmızı olmuş suratları ve cıvıl cıvıl kahkahaları ile iki kız çocuğu “en çok baloncuğu kim yapacak?” yarışı yapıyorlar. Elimdeki market poşetlerini ve zihnimdeki düşüncelerimi bir kenara bırakıp onları izlemeye başladım. Sürekli gülüşüyorlar ve baloncukları izleyip, birbirlerine anlamadığım dilde bir şeyler söylüyorlar. Sonra gözüm eve ve kıyafetlerine ilişiyor. O boyası dökülmüş balkon, çamaşır ipini kırma raddesinde üst üste asılmış çamaşırlar içinde, bulundukları zor şartlara takılmadan ve kahkahalar atarak baloncuk yarıştıran iki dünya güzeli surat.

Ne güzel bir zıtlık bu!

Bugün mutluluğunu sahip olduklarına, takipçilere, paraya, kariyere, çocuklara, kadınlara, erkeklere bağlamış bir topluma meydan okuyan iki küçük kız :)



Bana mutluluğun resmini çizebilir misin?

Hayır. Çizemezdim ama fotoğrafını çekebilirdim. Keşke kahkahalarını da ekleyebilseydim o fotoğrafa. Keşke biz de o iki kız çocuğunun yapabildiğini yapabilsek ve kişilere, olaylara, sahip olduklarımıza, olmadıklarımıza takılmadan kendi kendimizi mutlu edebilecek uğraşlar bulabilsek. Sahte gülüşlerden ziyade karnımızın gülmekten acıdığı kahkahalarımız olsa bu hayatta.

Mutluluk dijitalde şimdi!

İnsanoğlu değişik bir canlı. Çok çabuk unutuyor. Allah tan bazı hatırlatıcılar var da bizi içinde kaybolup gittiğimiz dünya telaşından çekip alıyor. Çok şükür! Hiç beklemediğimiz bir yerden, bir şeyleri vesile ederek minik uyarılar gönderiyor bize. Hayatın koşturmasına, kendi baloncuk oyuncağımızın, kendi kahkahalarımızın, çocukluk mutluluklarımızın, neşemizin yerine neleri neleri koyduğumuzu hatırlatıyor. Fakat bu hatırlatıcıları fark etmek için, hayatın tam içinde olmak gerekiyor. Kendimizi gömdüğümüz ekranlarda bunu görmek imkansız. Bir kaldırabilsek kafamızı, göreceklerimiz gerçekten çok güzel. Eskiden bahçelerimiz tarlalarımız vardı. Bir şeyler eker biçerdik. Şimdi elektronik tarlalarımızdan hasat topluyoruz☺ Zaman içinde gerçek tarlayla uğraşan sayısı daha da azaldığı için, ikisinin arasında kıyasımız da olmayacak ve maalesef insan sahip olduğu şeyi, gerçeği zannedecek. Bunları düşündükçe içim iyice sıkılıyor.

İçinde bulunduğumuz çağa “teknoloji çağı” denir oldu. Evimizin ışıklarını bile bir tuşla ayarlayabiliyoruz. Anahtar kullanmak artık eski moda kaldı. Çünkü parmak izi ile açılıyor kapılarımız. Fırınımız, saatimiz, telefonumuz bizden akıllı. Arabamız bile kendi kendine paralel park edebiliyor. O sebeple oğluma araba kullanmayı öğretirken, bir iki denemeden sonra hala park edememesine tahammülüm kalmadı. Büyüklerin bir sözü vardır ya “aklını kiraya mı verdin yavrum?” diye, evet biz verdik. Fakat sonuçlara bakılırsa pek karlı bir ticaret olmadı. Hayatımızı kolaylaştırsın diye yaptığımız her şey marifetimizi bizden aldı. Öte yandan öyle bir hale geldik ki, herkes ve her şey sanki dijitalleşmek zorundaymış gibi. İki lafımızdan biri dijitale dönmek” olmuş. Kurumsal firmaların dijital dönüşüm ofisleri var. Mahalledeki bakkal bile artık dijitalde. “Orda değilsen, çağın gerisindesin” muamelesi görmek de cabası.

Farkında değiliz belki ama elimizdeki telefonlar bizim uzaktan kumandamız oldu. İşlerimizi kolaylaştırsın diye hayatımıza soktuğumuz telefonlarımız üzerimizde taşınması ağır bir yük haline dönüştü.

Bana hizmet etsin diye hayatımda olan teknoloji, onsuz yapamadığım hale nasıl geldi?



Yanlış anlaşılmasın, teknoloji düşmanlığı değil bu! Tabii ki teknolojinin hayatımızı kolaylaştırdığı çok alan olduğu yadsınamaz. Sadece kafama takılan nokta şu! Acaba bu kadar da çok kolaylaştırmasa mıydı? Buna gerçekten ne kadar ihtiyacımız vardı? Sürecin başında bunları hiç düşünmedik! İrdelemeden kabul edip, hayatımızın tam göbeğine kendi ellerimizle oturttuk.

Şimdi ne durumdayız? Problemlerimizi çözsün ve hayatımızı kolaylaştırsın diye sahip olduğumuz şeylerin, asıl korumamız gerekenleri, insanlığımızı ve gerçekliğimizi elimizden aldığı durumdayız. Hayatımızı kolaylaştırmak adına yaptığımız her şey bizim ayarlarımızı bozdu. Problemlerimizi çözsün diye medet umduğumuz ne varsa bir süre sonra o, problemimizin kendisi oluverdi.

Belli ki kolaylık kavramını doğru tanımlayamadık. Tıpkı mutluluğu tanımlayamadığımız gibi.

Bu işte bir terslik var!

Kime sorsan aynı şeyden şikâyet ediyor.
Aman efendim, ne olacak bu çoluk çocuğun hali?
“Bizim zamanımızda böyle miydi?”
"Biz, anamıza babamıza hizmet ederdik, tarlada çalışırdık!”

Buna benzer pek çok cümle kurabiliriz öyle değil mi? Evet kurarız ama kabul etmemiz gerekir ki, hepimiz bu dijitalleşmenin içindeyiz. Şehirde olanları bırakın köyleri bile dijitalleştirdik. Bugün, köydeki evlere köy evi” demek için bin şahit lazım. Televizyonu şehirde yaşayanından daha çok plazma, LED, daha büyük. Artık davul fırınlar bir neslin çocukları için eskinin güzel bir hatırası oldu. Köy kahvaltısında olan şeyleri onlar da marketten alıyor. İşin kötüsü, doğru bir şey yaptıklarını düşünüyorlar. Tavuk, inek yetiştirmek zor ve meşakkatli. Marketten almak öyle mi? Ne büyük kolaylık.

Elimizdeki ile yetinmeyip aç gözlü davranınca ne tavuklarımız tavuk ne yumurtalarımız yumurta oldu. Her gün yiyebildiğimiz o gerçek lezzetleri, dünyanın parasını verip satın almak durumundayız artık. Mutlu olmak için daha çok şey yapmamız ve daha çok yorulmamız gerekir oldu. Elimizdekiler de böyle kaydı gitti velhasıl.

Rahmetliden :) bahsetmiyoruz, bunlar bizim yakın geçmişimiz. Öyle çok uzakta da değil. Penceremizi açtığımızda görebileceğimiz yakınlıkta.

Ayna ayna söyle bana, en mutlu kim bu dünyada?

O akşamüzeri karşılaştığım manzara, çocukların baloncuklar uçuşurken neşe içinde zıplamaları, kahkahaları elimdeki poşetlerin verdiği rahatsızlık hissini ve kafamdaki düşüncelerin verdiği yorgunluğu hafifletivermişti. “Hayatın tam içinde olmak, bulunduğu yerde olmak” insana ne kadar da iyi geliyormuş bana hatırlattı. Fark ettim ki mutluluk insanın alarak değil de anlayarak elde edebileceği bir şey. İçinde olduğun anı “anlamak yani tam da o anın içinde olmak. Neredeysen orada olmak. Bir tavsiye verilecekse karşımızdakine değil önce kendimize vererek işe başlamak.

Dijital dünya, adı üstünde sanal alem, bizi gerçek hayattan çekip alıyor. Uzaktan kumandası olmayanın ise elinde oluyor mutluluk baloncukları.

Biz aslında bir alışveriş yapıyoruz. Bir şeyi verip başka bir şeyi alıyoruz.
Kim ticaretinde zarar etmek ister ki?
Haydi yeniden hesap kitap yapmaya ne dersiniz?
En son ne zaman kafamızı yaşarken gömüldüğümüz yerlerden kaldırıp gökyüzüne baktık?
En son ne zaman on yüz milyon mutluluk baloncuklarını gördük?
Hatta bu baloncuk oyuncağını mahalledeki bakkalda bulabilmek bile zor artık?

Unutulanlar arasında kalmış olabilir. Tarif etsem hatırlarlar mı ki? Umarım e-marketten satın almak zorunda kalmam bu kadar dijitalleşmekten bahsetmişken.
Peki, o baloncuk oyuncağını bulduğumda ben de onlar kadar mutlu olabilecek, kahkahalar atabilecek miyim?

Yorumlar

  1. Hikmet o baloncuğu üreten alette mi? Yoksa onu kullanan insan da mı?

    YanıtlaSil
  2. Herkes için mutluluk var bu hayatta... Sadece işin kolayına değilde bedeline konsantre olsak ne güzel olur... Sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Düşündürücü bir yazı olmuş..

    YanıtlaSil
  4. Elif Karakurt03 Temmuz, 2022

    Hayatım kokaylaşsın problemlerimi çözsün diye hayatıma aldığım şeyler aslında nasıl da büyütmüş problemimi... Elinde tablet olmadan bir kırmızı baloncuk aletiyle de mutlu olan çocuk varmış... Demekki tablet, telefon olmadan oyuncaklar olmadan da eğlenebilirmiş insan. Ancak bu kadar çok eğlendiriciye alışmışken hemen bunu yapabilecek beceriye ulaşır mı???

    YanıtlaSil
  5. çok yaşlı değilim 23 yaşındayım fakat bu anlattıklarınız gerçekten o kadar yakın bir geçmiş ki tam olarak biz çocukken daha internetten her evde yokken hatta bilgisayarın da öyle her evde olmadığı, akıllı telefonların daha çıkmadığı o zamanlar. Hatırlıyorum hiçbir şey yoksa balkonda çay ile ağız dolusu kahkahalar vardı.

    YanıtlaSil
  6. Hayatı gerçekliğine uygun ve uyumlu yaşayabilmek ne güzel olur.

    YanıtlaSil
  7. “Fark ettim ki mutluluk insanın alarak değil de anlayarak elde edebileceği bir şey. İçinde olduğun anı anlamak yani tam da o anın içinde olmak. Neredeysen orada olmakta.” ♥️ Anlayabilenlerden olmak dileğiyle...

    YanıtlaSil
  8. Mutluluk aslında çok yakınımızda ve bunun farkında değiliz.
    Ne güzel anlatılmış bize bu.
    Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  9. Ne kadar keyifli yazmışsınız öz problemlerimizin. Mutluluğun peşinde koştuğumuzu zannederken ne kadar uzaklaşıyoruz ondan...
    Teşekkürler hatırlattıklarınız için...

    YanıtlaSil
  10. Mutlu olmak için sahip olduğumuz her şeye bağımlı olduk galiba ... bu da mutsuzluğumuzu artırdı... elindekiyle yetinmek mutlu olmak için iyi bir sebep olabilir mi...

    YanıtlaSil
  11. Fark ettim ki mutluluk insanın alarak değil de anlayarak elde edebileceği bir şey... Çok vurucubir cümle olmuş... ama anlamak çok bedel istiyordu ve kimse bedel ödemek istemiyordu

    YanıtlaSil
  12. Harika bir makale olmuş …
    Kaleminize sağlık. Tam da gerçek bu 👍🏻

    YanıtlaSil
  13. Ne kadar doğru.. Ellerinize sağlık..

    YanıtlaSil
  14. Mutluluğu zevk ile karıştırınca kaybettik mutluluğu
    Ne güzel bir hatırlatma
    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  15. Esengül Çakır04 Temmuz, 2022

    "En son ne zaman kafamızı, yaşarken gömüldüğümüz yerlerden kaldırıp gökyüzüne baktık?" Aslında bu kadar kolayken nasıl da işleri kendimize zorlaştırıyoruz. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  16. Çok güzel :)

    YanıtlaSil
  17. Mutluluğun artan imkanlar ile olmadığını hatırlatan çok hoş bir yazı olmuş 🌱

    YanıtlaSil
  18. Aslı Sevindik Badem04 Temmuz, 2022

    Küçük şeylerden mutlu olabilen insanlarken, nasıl oldu da her geçen gün mutsuzlaşan insanlar haline geldik biz. Deneyim Tasarım Öğretisi ile hayatımızda kaybettiğimiz birçok şeye tekrar sahip olduk. Öğrenince değişirmiş her şey...

    YanıtlaSil
  19. Baloncuklara bakınca için sızlasa da gülümseyebilecek kadar hem dertli hem de ilgili olmak lazım hayatla.. Beni de gülümsettiniz, kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  20. Rayise Aslan04 Temmuz, 2022

    Küçücük balonlarla mutlu olurduk önceden şimdiki dünyada artık o kadar mutlu olamıyor insanoğlu.
    Ne güzel anlatılmış burada .
    Hepimize çok önemli bilgiler yazılmış.
    Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  21. Kafasına damlayan suyu hissedince bunun sebebine verilen tepki ile şekilleniyor herşey; mutlu olunmasından mutlu olmak ya da tam zıddı...
    Neler getirdi aklıma neler, tepkiler önemli. Elinize, yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  22. esra durmuş04 Temmuz, 2022

    süper bir yazı😊 mutlu oldum

    YanıtlaSil
  23. Herseye sahip olmak isterken mutlugu kaçırdığımız yerler. Basit şeylerden mutlu olabiliyorsak Çok şükür .Emeğinize sağlık
    Sevinç Özden

    YanıtlaSil
  24. faydalı, ihtiyaç duyduğumuz tarzda, öz ve gerçek….

    YanıtlaSil
  25. "Allah'tan bazı hatırlatıcılar var da bizi içinde kaybolup gittiğimiz dünya telaşından çekip alıyor..."

    İyi ki var o hatırlatıcılar :))

    YanıtlaSil
  26. Mutluluğu bambaşka yerler de bambaşka şekilde arar olduk.
    Halbuki sırrı nerelerde gizli.
    İnsan o gerçeğe varabilse, görebilse keşke ..

    YanıtlaSil
  27. Hayatı kolaylaştıran imkanlar güzel ama o kolaylaştıranları kaybettiğinde ne yapacağını bilememek, imkanını kaybetme korkusu çok yorucu ve stresli gerçekten. Çok teşekkürler bu farkındalıklı yazı için.

    YanıtlaSil
  28. Ne kadar doğru yazılanlar.
    Keşke anlayabilsek…

    YanıtlaSil
  29. Sanıyorum en büyük hatayı mutluluğu 'dışarda' aramakla yapıyoruz... Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  30. Uzaktan kumanda ile mutluluk ağzınıza sağlık fatkındalık bazen balonla geliyor insana

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Didem ileri04 Temmuz, 2022

      Mutluluk bazen baloncukla geliyor ağzınıza sağlık çok samimi

      Sil
  31. Tükettikçe mutlu oluruz sanıyoruz ama çözüm aslında tam zıttında…

    YanıtlaSil
  32. İnsan doğası gereği mutluluğu dışarıda aramaya meyilli. Mutluluk nedir tanım olarak bile söyleyemiyoruz. Halbuki günlük hayatta en çok kullandığımız kelimelerden biri bu. Belki de kavramların anlamlarını bile bilsek mutluluk kendiliğinden gelecek. Yeryüzünde hiç bir insan yoktur ki mutluluğu istemedim. Ancak herkes birbirine soruyor ne yapayım diye. En çok ihtiyacımız olan şeyle ilgili ne kadar da az şey biliyoruz.

    YanıtlaSil
  33. Açlıkmiydi insani mutlu eden yoksa.. şu zamanda çok mu doyduk da böyleyiz.

    YanıtlaSil
  34. Gündelik hayatın akışı içinde o kadar çok şeyimizi kaybettik ki. Gerçek mutluluğu bulabilmek ümidiyle

    YanıtlaSil
  35. Ne kadar doğru .. Çocukluğumuza götürdünüz bizi..

    YanıtlaSil
  36. İnsan bir şeyin bedelini ödemekten kaçtığı sürece aslında hayatı kendine zorlaştırıyor ama maalesef bunu fark edemiyor.

    YanıtlaSil
  37. eskiden baloncuk oyuncağı olarak da satılmazdı. kendin evdeki bulaşık detarjanı ve bir teli kıvırarak yapardın. ve gerçekten inanılmaz mutlu ederdi o baloncuklar ve üzerinde güneşin yansımalarını izlemek. kim daha büyük balon yapacak, kimin baloncuğu patlamadan havada uçuşacak. bu güzel hatırlatma ve çocukluğumuza dönüş için teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  38. Mutlulukla ilgili ne güzel bir sır vermiş etkileyici bu kadar basıt ama bu kadar göremiyoruz...

    YanıtlaSil
  39. Gerçekten teknoloji aletlerine bağımlı olmuş bir durumdayız malasef, gerçek mutluluğun ne olduğunu çoğumuz bilmiyoruz ....

    YanıtlaSil
  40. Naile Nazlıkaya04 Temmuz, 2022

    Bereket azda gizlidir ya, mutluluk ta öyle, insan çok şey elde ettiğinde mutlu olacağını düşünürken, O çok az' da, olan mutluluğu göremiyor ve elinden kaçırıyor.

    YanıtlaSil
  41. İnsanoğlu azla da yetinmeyi öğrenince de mutlu olabilir mi?

    YanıtlaSil
  42. Küçük şeylerden mutlu olabilirsek bu güzel az çoktan fazla Teşekkürler

    YanıtlaSil
  43. İmkanların insanı mutlu etmediğini çok güzel açıklamışsınız
    teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  44. İnsan küçük şeylerle aslında mutlu olabileceğinin farkına varsa ve kendisine yük ettiği şeylerden kurtulmayı başarsa kendisine en büyük iyiliğin bu olduğunu görecek. Çok güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık☺️

    YanıtlaSil
  45. Hayattaki herşeyi yapmak kolaylaştıkça insaların mutlulukları azalıyor.

    YanıtlaSil
  46. "mutluluk insanın alarak değil de anlayarak elde edebileceği bir şey" Çok güzel..

    YanıtlaSil
  47. Ne güzel oyuncaktır gerçekten, basit ve çok eğlenceli. Şimdilerde mutlu olmak için çok şeye ihtiyacımız var. Hayat mı zorlaştı yoksa bizim beklentilerimiz mi çok değişti?

    YanıtlaSil
  48. Evet o baluncukları uçurduğumuz gunlerı çok özledik keşke hep öyle temiz ve mutlu kalabilseydik o kız çocuklerın temiz ve güzel yülerinden bahsediyosunuz şu dönem o kadar kirli bir dönemki inşALLAH temiz kalanlardan oluruz.elinize ilminize sağlik.

    YanıtlaSil
  49. Çok güzel bir yazı inşallah eski günlerin geri gelmesi için tüm dualarımız🤲 Canan

    YanıtlaSil
  50. Küçük çocuklardan alabileceğimiz o kadar çok mesaj var ki. Gözümüzün önünde olan biteni anlayabilsek keşke.




    YanıtlaSil
  51. Geçen gün sokak satıcısının tezgahında gördüm baloncuk oyuncağını :) Bu yazı geldi aklıma :) Girip bir daha okudum sıkılmadan. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  52. on yüz milyon baloncuk :)

    YanıtlaSil
  53. Merhabalar......Gerçekten ....MUTLULUK BALONCUKTA .... Aslında hepimizin o BALAONCUĞUN içindeki güzel ve hoş kabarcıkları yakalamanın fırsatlarını bulabilmektir. Mühim olan kısacası HAYATIN TADINI EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİREBİLMEKTİR... Ben şimdi , hep şöyle düşünüyorum şimdilerde... MESEK = 45 ....YAŞ = 35.....felsefesindeyim ... Necip KÖNİ -- ADA --TR

    YanıtlaSil
  54. İşlerimizi kolaylaştırsın diye hayatımıza soktuğumuz telefonlarımız üzerimizde taşınması ağır bir yük haline dönüştü.

    Yükümüzü hafifletmek bizim elimizde :)


    YanıtlaSil
  55. Koşturmaya o kadar dalıyoruz ki nereye koştuğumuzu unutuyoruz. Gerisi yorgunluk.

    YanıtlaSil
  56. Tugba Asula08 Eylül, 2022

    Sahte gülüşlerden ziyade karnımızın gülmekten acıdığı kahkahalarımız olsa bu hayatta.. hayatımınızı kolaylaştıran şeylerin kahkalarımızı da kendisi gibi sahteye yakınlaştırdığını görmek.. gerçek mutluluk gerçek kahkaha gerçek hayata adımlamak
    Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  57. Rukiya Abas09 Eylül, 2022

    Çok güzel bir yazı , yazarın eline sağlık. Mutlulukkkkk

    YanıtlaSil
  58. On yüz milyon baloncuk... Mutluluk :)

    YanıtlaSil
  59. "O boyası dökülmüş balkon, çamaşır ipini kırma raddesinde üst üste asılmış çamaşırlar içinde, bulundukları zor şartlara takılmadan ve kahkahalar atarak baloncuk yarıştıran iki dünya güzeli surat." Benim de buna benzer tanık olduğum şeyler olmuştu. Bloğunuzda çok güzel yazılarınız var severek takip ediyorum :)

    YanıtlaSil
  60. mutlu suratlar görmek o kadar zorki.

    YanıtlaSil
  61. Bircan Ç.25 Mart, 2024

    Bu işte bir terslik var!

    Geçmiş ve gelecek arasında köprü kurularak çok güzel ifade edilmiş, iletişim ve ilişkinin gerçeği, teşekkürler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar